Dr. Can, özellikle 1970’li yıllardan itibaren ekonomik büyüme uğruna doğal kaynakların aşırı tüketildiğini, bunun da çevre kalitesinde ciddi bozulmalara yol açtığını belirtti. Sadece kurumların ve değerlerin değil, aynı zamanda doğal çevrenin de çözülme süreciyle karşı karşıya olunduğunu vurgulayan Can, "Çevre eşiği korunamadığı noktada, bu baskının varlığı insanlık için çözüm bekleyen bir hal almıştır. Çevrenin korunması, bugün en zaruri ihtiyaçtır" dedi.

"İklim Krizi, Etkin Afet Yönetimini Zorunlu Kılıyor"

İklim krizinin, ülkelerin güvenliğini tehdit eden çok yönlü ve karmaşık bir sorun olduğuna işaret eden Dr. Can, sınır aşan etkilerin göz önünde bulundurularak yerel düzeyde veri envanteri oluşturulmasının önemine dikkat çekti. Çevresel sorunların çözümünde katılımcı bir anlayış benimsenmesi gerektiğini belirten Can, "Kentlerimiz artık afet odaklı planlamaya, sürdürülebilir altyapı yatırımlarına ve iklim risk yönetimlerine ihtiyaç duymaktadır" dedi.

Akdeniz, Plastik Çorbasına Dönüşüyor

Deniz kirliliğine de dikkat çeken Dr. Can, özellikle Akdeniz’in yarı kapalı bir havza olması nedeniyle plastik kirliliği tehdidiyle karşı karşıya olduğuna işaret etti. Yapılan araştırmalara göre Akdeniz'in dünya genelindeki büyük denizel çöp birikim alanlarına altıncı bir alan olarak eklendiğini ifade eden Can, Türkiye kıyılarının en kirli bölgeler arasında yer aldığını vurguladı. Akdeniz kıyılarının plastik çöplüğüne dönüşmemesi için Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin denize plastik taşımasının engellenmesi gerektiğini belirtti.

"Nükleer Santrallerde Muhasebe Zamanı"

Mersin Akkuyu’da inşası süren nükleer santral hakkında da değerlendirmelerde bulunan Dr. Can, dünyada yaşanan nükleer kazaların ışığında Türkiye’nin bu konuda ciddi bir iç muhasebe yapması gerektiğini söyledi. Akkuyu Nükleer Santrali’nin inşaat aşamasında yaşanan sorunların kamuoyuna yansıdığını hatırlatarak, yaşanabilecek olası bir kazaya ne kadar hazır olunduğu sorusunun cevapsız kaldığını ifade etti.

Hava Kalitesi Endişe Verici

Mersin’in hava kalitesine ilişkin Çevre Mühendisleri Odası tarafından her yıl düzenli olarak yayımlanan raporlara da değinen Dr. Can, kentteki hava kirliliği verilerinin toplum ve çevre sağlığı açısından endişe verici düzeyde olduğunu kaydetti.

“Ekonomi ile Ekolojiyi Birlikte Düşünmeliyiz”

Sorunların çözümü için, çevreyi hiçe sayan bir kalkınma anlayışının yerine çevreyle uyumlu, temiz üretim teknolojilerinin kullanıldığı, rüzgâr ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının öncelendiği kalkınma modellerinin benimsenmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Can, "Çevre kirliliğini tamamen önleyecek politikalar hayata geçirilmelidir" dedi.

Açıklamasının sonunda, çevre sorunlarına karşı mücadelede toplumun her ferdine görev düştüğünü ifade eden Dr. Can, “Bugüne kadar 5 Haziran Dünya Çevre Günü, çevresel zararlara dikkat çekmekten öteye geçemedi. Ancak tüm bu olumsuzluklara rağmen geleceğe umutla bakıyor, her bireyin sorumluluk alacağı temiz bir çevre için birlikte mücadele edeceğimiz günlerin yakın olduğuna inanıyoruz” diyerek hem Dünya Çevre Günü’nü hem de Kurban Bayramı’nı kutladı.