TÜRKİYE İHRACATININ YÜZDE 11’İNE DEMİR ÇELİK İMZASI
Türkiye demir ve demir dışı metaller sektörü, ağustos ayında yüzde 2 artışla 1 milyar dolarlık ihracata imza atarken, çelik sektörü bu ayda yüzde 1,3 düşüş ile 1,4 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi.
Ocak-ağustos döneminde ise Türkiye geneli demir ve demir dışı metaller ihracatı yüzde 6,1 artış ile 8,7 milyar dolar, çelik sektöründen yapılan ihracat geçen yıla oranla yüzde 2,3 artış ile 11 milyar dolara ulaştı.
Bu dönemde demir ve demir dışı metaller ihracatının Türkiye’nin toplam ihracatındaki payı yüzde 4,9 olurken, çelik sektörü de yüzde 6,2 pay aldı. İki sektör, Türkiye’nin 8 aylık döneminde gerçekleştirdiği 178 milyar dolarlık ihracatının yüzde 11,1’ini oluşturdu.
ADMİB’in ihracatı 2 milyar dolara yaklaştı
Akdeniz Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği’nin (ADMİB) ağustos ayı demir ve demir dışı metaller ihracatı ise yüzde 0,3 artışla 64 milyon dolar, çelik ihracatı geçen yılın ağustos ayına göre yüzde 15,4 düşüşle 184 milyon dolar oldu.
Yılın ilk 8 aylık döneminde demir ve demir dışı metaller sektöründen yapılan ihracat yüzde 8,1 artış ile 531 milyon dolar olarak gerçekleşirken, çelik sektöründen yapılan ihracat ise yüzde 6,7 azalış ile 1,4 milyar doları buldu.
Akdeniz’den Suudi Arabistan’a güçlü artış
Ağustos ayında Türkiye geneli demir çelik ihracatında en fazla ihracat gerçekleştirilen ülke Almanya oldu. Bu ülkeyi sırasıyla İtalya, Romanya, Birleşik Krallık ve İspanya izledi.
İlk 10 pazar içinde Fas’a yüzde 136, Ukrayna’ya yüzde 31’lik ihracat artışları kaydedildi.
ADMİB’in ağustos ihracatında zirvenin sahibi Irak oldu. Bu ülkeyi sırasıyla Suudi Arabistan, İtalya, ABD ve Almanya takip etti.
İlk 10 pazar içinde Suudi Arabistan’a yüzde 97, Yunanistan’a yüzde 96, ABD’ye yüzde 67’lik artışlar dikkat çekti.
Sektör, güçlü ve sürdürülebilir büyümeye odaklanıyor
Türkiye demir ve demir dışı metaller ile çelik sektörlerinin geleceğe yönelik vizyonunu değerlendiren ADMİB Başkanı Fuat Tosyalı, “Sektörümüz, küresel rekabet koşullarına rağmen üretim ve ihracatta güçlü duruşunu sürdürüyor. Sürdürülebilirlik, dijitalleşme ve katma değerli ürün odaklı projelerimizle hem mevcut müşterilerimize daha hızlı yanıt veriyor hem de yeni pazarlara açılıyoruz.” dedi.
İhracatçılara yönelik projelerinin önemine dikkat çeken Tosyalı, “Yurt dışı fuarlar, ticaret heyetleri ve yeni iş birlikleriyle firmalarımızın görünürlüğünü artırıyoruz. Hedefimiz, sektörü daha fazla pazarda güçlü, yenilikçi ve yüksek katma değerli ürünlerle temsil etmek. Bu vizyonla, Türkiye demir ve çelik sektörünün geleceğini sağlam temeller üzerine inşa etmeye devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Bununla birlikte dünyada korumacılığın arttığını ve özellikle Çin başta olmak üzere Uzak Doğu ülkelerinden gelen dampingli ürünlerin sadece iç pazara büyük bir zarar vermekle kalmayıp önümüzdeki dönemde yerli firmaları zayıflatarak ihracata da zarar vereceğini dile getiren Fuat Tosyalı, “Temelde Çin’in yüksek kapasitesi sebebiyle dünya pazarlarına yönlendirdiği dampingli ürünler demir-çelik pazarına ciddi darbe vuruyor ve bunun kısa dönemde düzelmesi beklenmiyor. İç pazarımızı korumak için ilgili bakanlıklarımızın aldığı tedbirleri daha stratejik bir şekilde ele alarak yaygınlaştırmamız gerekiyor. Diğer taraftan Çinli demir-çelik üreticilerinin ülkemizi bir basamak olarak kullanarak Avrupa’ya yeni ihracat imkanları geliştirmesi de sanayimizin Avrupa’daki konumunu ve rekabet gücünü tehdit edebilecek önemli bir mesele. Uzak Doğu kaynaklı bu haksız rekabeti ele alırken sadece iç pazar odaklı değil ihracat pazarlarımızı da dikkate alan bütünsel bir yaklaşım geliştirerek tedbirler almalıyız. Bu anlamda Ticaret Bakanlığımızın Dahilde İşleme Rejimi’ne (DİR) yönelik yaptığı yeni düzenlemeyle Dahilde İşleme İzin Belgesi (DİİB) süreleri kısaltılırken, ihracatta kullanılacak ürünlerin üretiminde en az yüzde 25 oranında yurt içi tedarik şartı getirilmesi bu açıdan oldukça olumlu bir gelişme. Yerli üretimi destekleyen ve haksız rekabete karşı stratejik bir koruma sağlayan bu gibi uygulamaların hassasiyetle ele alınmaya devam etmesi faydalı olacaktır. Atacağımız stratejik adımlar doğrultusunda alacağımız önlemler orta ve uzun vadede demir-çelik endüstrimizin sürdürülebilirliğini destekleyecek ve ülkemizin katma değerli üretimle büyümesi yolunda önemli kazanımlar sağlayacaktır.” dedi.