MÜSİAD MERSİN ŞUBE BAŞKANI KAYAN: MIP VE MTSO ‘SÜREÇ ÇÖZÜLDÜ’ ALGISI VERDİ, İHRACATÇININ ÇİLESİ DEVAM EDİYOR
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Mersin Şube Başkanı Mehmet Sait Kayan, işletmeci firma Mersin Uluslararası Liman İşletmeciliğinin (MIP) son dönemde art arda hayata geçirdiği tarife artışları ve ilave mali yükümlülüklerin özellikle küçük ve orta ölçekli ihracatçılar üzerinde ciddi bir maliyet baskısı oluşturduğunu vurguladı. Liman sahasındaki mevcut tablonun özellikle “büyük firmalara performansına göre prim usulü indirim, küçük firmalara keyfi uygulama” şeklinde özetlenebilecek bir yapıya dönüştüğüne dikkat çeken Kayan, “Herkes için çözüm üretmeyen hiçbir adımı MÜSİAD olarak kabul etmiyoruz.” ifadesini kullandı.
“BOŞ AÇIKLAMALARLA BU KENTİ UYUTAMAZSINIZ”
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır öncülüğünde MIP yönetimi ve sektör temsilcilerinin katılımıyla bir ay önce gerçekleştirilen ve kamuoyuna “yüksek tarifelerin yeniden ele alınacağı, pencere sisteminin gözden geçirileceği, tarafların düzenli olarak bir araya geleceği” şeklinde ilan edilen toplantıyı da hatırlatan Kayan, şu değerlendirmede bulundu:
“Aradan geçen süreye baktığımızda tarife yapısında küçük büyük tüm firmaları kapsayacak somut bir iyileşme olmadığını, pencere sisteminin sahada aynı sıkıntıları üretmeye devam ettiğini, fuzuli işgal ve benzeri kalemlerin ise ihracatçının maliyet hanesini şişirmeyi sürdürdüğünü görüyoruz. MTSO ve MIP tarafından Mersin kamuoyuna ‘süreç çözüldü’ algısı verildi, fakat ihracatçının kapıda, limanda, sahada yaşadığı çile aynen devam ediyor. Böyle bir ortamda MÜSİAD olarak biz, verilen sözlerin takipçisiyiz ve boş açıklamalarla bu kenti uyutamazsınız.”
Kayan, MÜSİAD’ın başından beri aynı noktada durduğunu vurgulayarak, “Bizim açımızdan belirleyici olan yapılan toplantıların sayısı ya da açıklamaların tonu değil, sahadaki fiili karşılığıdır. Bugün limanda konteynerini yüklemek, bekletmek, sevk etmek için her gün değişen maliyetlerle yüz yüze kalan ihracatçıya sorduğumuzda ‘Mersin Limanında ne değişti’ sorusunun cevabı ne yazık ki ‘hiçbir şey’dir.” diye konuştu.
MIP’in son dönemde sahaya yansıyan uygulamalarının Mersinin üretim ve ihracat dinamikleriyle çeliştiğine dikkat çeken Kayan, şunları kaydetti:
“Liman işletmeciliği bir kentin ve bölgenin ticaretini büyüten stratejik bir altyapı unsurudur. Mersin, limanı, serbest bölgesi, organize sanayi bölgeleri, tarımsal ve sınai üretim kapasitesi ile Türkiyenin dış ticaretinde öne çıkan bir şehirdir. Buna karşın limanda uygulanan tarife politikaları ve işleyiş yöntemleri Mersinli ihracatçıyı cezalandıran bir düzeye gelmiş durumda.
Büyük hacimle çalışan firmalara verilen indirimlerin KOBİ ölçekli firmalara aynı ölçüde yansımaması, küçük ve orta ölçekli ihracatçıların liman sahasında fiilen dezavantajlı konuma düşmesi kabul edilebilir değildir. Bir yandan KOBİlerin büyümesi ve ihracatın tabana yayılması gerektiği vurgulanırken, diğer yandan limanda bu işletmeleri maliyet baskısı altında bırakmak, ekonomi politikalarının ana hedefiyle bağdaşmıyor.”
Kayan, MIP’in “yükünüzün tamamını Mersinden yaparsanız indirim uygularız” yaklaşımının da gerçek bir çözüm modeli olmaktan uzak olduğunu belirterek, bunun eşitsizliği derinleştiren bir yapı anlamına geldiğini savunarak şunları kaydetti:
“Liman yönetiminin masaya getirdiği önerileri incelediğimizde ortaya çıkan fotoğraf nettir. Büyük ölçekli firmalar için ayrıcalıklı ve seçici indirimler, küçük ve orta ölçekli firmalar için ise değişmeyen bir maliyet baskısı görüyoruz. Aynı kapıdan girip aynı sahayı kullanan firmalar arasında adalet duygusunu zedeleyen bu anlayışın sürdürülebilir olmadığı ortadadır. Mersin Limanında herkes için geçerli, öngörülebilir ve sürdürülebilir bir tarife yapısı kurulmadığı sürece sunulan indirim paketlerini çözüm olarak tanımlamak mümkün değildir. Bu nedenle diyoruz ki, büyük firmalara ayrıcalık, küçük firmalara ilave yük getiren hiçbir formülü MÜSİAD olarak kabul etmiyoruz.”
Bu noktada kentin tüm ekonomik aktörlerine de çağrıda bulunan Kayan, Mersin ihracatının küresel ve ulusal ölçekte pek çok riskle mücadele ederek ayakta kalmaya çalıştığını hatırlattı ve şöyle devam etti:
“Liman kaynaklı maliyet artışları ve öngörülemez uygulamalar firmaları alternatif limanlara yönelmeye zorluyor. Bu durum sadece Mersin için değil, MIP açısından da orta ve uzun vadede kayıp anlamına geliyor. Mersin bugüne kadar limanına sahip çıktı, şimdi limanın da Mersinin üretimine, ticaretine ve istihdamına aynı ölçüde sahip çıkması gereken bir eşikteyiz. Mersin adıyla faaliyet yürütüp, Mersinin ticaret hayatının gerçeklerine sırt dönmek bu kente haksızlıktır.”
Ekonomide sürdürülebilirlik ve öngörülebilirliğin altını çizen Kayan, liman tarafında atılacak adımların sözlü beyanlarla değil, yazılı ve bağlayıcı düzenlemelerle güvence altına alınması gerektiğini belirtti:
“Bugün pek çok ihracatçı, liman maliyetlerini bilmeden sağlıklı fiyatlama yapamıyor, uzun vadeli sözleşmelere imza atarken tereddüt yaşıyor. Bu, sağlıklı işleyen bir dış ticaret ekosisteminin kabul edebileceği bir tablo değil.”
“HERKES İÇİN BAĞLAYICI VE KESİN BİR ÇÖZÜM İSTİYORUZ”
Kayan, limanda atılması gereken adımlara ilişkin şunları söyledi: “Biz liman yönetiminden, tüm tarifelerin hiçbir firmayı dışarıda bırakmayacak şekilde şeffaf biçimde yeniden düzenlenmesini, pandemi döneminin geçici uygulaması olarak devreye alınan pencere sisteminin gözden geçirilerek adil hale getirilmesini ya da tamamen kaldırılmasını, fuzuli işgal ve benzeri maliyet kalemlerinin keyfi uygulamalara kapı açmayacak açıklıkta netleştirilmesini ve bütün bu düzenlemelerin yazılı, denetlenebilir ve geri adım atılmasına imkan vermeyecek şekilde kayıt altına alınmasını talep ediyoruz.
İhracatçının ‘Benim şu tarihe kadar liman maliyetim budur’ diyebildiği bir yapı kurulmadığı sürece, bugün limanda görülen maliyetler yarın sevkiyat aşamasında katlanarak artacak ve özellikle kısıtlı imkanlarla ihracat yapan işletmeler üzerinde ağır bir tahribat yaratacaktır.”
Kayan, MÜSİAD’ın bu süreçte geri adım atmadan konunun takipçisi olacağını yineleyerek sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu meselenin bir toplantı yapıldı ve süreç başladı denilerek rafa kaldırılmasına izin vermeyeceğiz. Limanda izlenen politikalar Mersinin üretim gücünü, ihracat kapasitesini ve bölgesel rekabetçiliğini doğrudan etkiliyor.
MÜSİAD Mersin olarak bu kentin hakkını ve hukukunu korumayı, verilen sözlerin gerçekten hayata geçirilip geçirilmediğini takip etmeyi, her platformda ve hukuk çerçevesinde sürdüreceğiz. Mersin kamuoyuna süreç çözüldü algısı verildi, fakat ihracatçının kapıda, limanda, sahada yaşadığı çile aynen devam ediyor. Boş açıklamalarla bu kentin vaktini de naktini de boşa harcayamazsınız. Böyle bir ortamda MÜSİAD olarak biz bu meselenin çözüldü denilip rafa kaldırılmasına izin vermeyeceğiz, verilen sözlerin takipçisiyiz. Mersin artık ertelenmiş değil, herkes için bağlayıcı ve kesin bir çözüm bekliyor.”