KAMU İŞÇİSİ ANKARA’YA SESLENDİ: ARTIK YETER, SABRIMIZ TAŞTI!
KAMU İŞÇİSİ ANKARA’YA SESLENDİ: ARTIK YETER, SABRIMIZ TAŞTI!
Kamuda çalışan işçileri kapsayan 2025 yılı Toplu İş Sözleşmesi sürecine ilişkin taleplerin hükümetçe dikkate alınmaması Türk-İş’e bağlı işçi sendikalarını sokağa döktü. Yurdun dört bir yanında olduğu gibi Mersin’de de işçiler eylemdeydi. Mersin’deki eylemde işçiler üzerinde “Ölüm sebebi Şimşek çarpması” yazan temsili işçi tabutu taşıdı.
Kamuda çalışan işçileri kapsayan 2025 yılı Toplu İş Sözleşmesi sürecine ilişkin taleplerin hükümetçe dikkate alınmaması Türk-İş’e bağlı işçi sendikalarını sokağa döktü. Yurdun dört bir yanında olduğu gibi Mersin’de de işçiler eylemdeydi. Mersin’deki eylemde işçiler üzerinde “Ölüm sebebi Şimşek çarpması” yazan temsili işçi tabutu taşıdı.
Türk-İş’in çağrısıyla, konfederasyona bağlı sendikalara üye işçiler Özgür Çocuk Parkında bir araya geldi.
Eylemde işçiler, “İnsanca bir yaşam istiyoruz”, “Emeğimizin karşılığını istiyoruz”, “Siz işçiyi tanımazsanız bu işçi de sizi asla unutmaz”, “Ekonomik krizin nedeni biz değiliz. İnsan onuruna yakışır yaşama ve çalışma şartları istiyoruz” yazılı pankartlar açtı. Harp-İş sendikası üyesi savunma sanayii işçileri de üzerinde “Ölüm sebebi Şimşek çarpması” yazılı bir temsili işçi tabutu taşıdı.
“İŞÇİYİ AÇLIĞA MAHKUM ETMEYİN”
İşçi sendikaları adına açıklamayı okuyan Yol-İş Şube Başkanı İrfan Gültekin, “Biz kamuda çalışan işçiler olarak; 2025 yılı Toplu İş Sözleşme sürecinde karşılanmayan taleplerimiz, ücret artışımız ve haklarımız için verdiğimiz mücadeleden asla vazgeçmeyeceğimizi her fırsatta dile getirdik. Bu kararlı duruşumuzun bir parçası olarak eylem planımızı kamuoyuna basın aracılığıyla duyurduk. Geçtiğimiz hafta, 81 ilde iş yerlerimizin önünde bildirilerimizi okuduk. Uyardık, çağrıda bulunduk. Dedik ki: “Geçim derdi büyüdü, bu teklif toplu sözleşme değil, toplu oyalamadır. İşçiyi, emekçiyi açlığa mahkûm etmektir.” Ve bugün, eylem planımız doğrultusunda bir adım daha atıyoruz: Alanlardayız, meydanlardayız. Kitlesel olarak sesimizi yükselteceğiz” dedi.
“BİZ İŞÇİYİZ. BİZ KÖLE DEĞİLİZ”
Tüm uyarılarına rağmen hükümetin sendikaları ve işçiyi duymadığını ifade eden Gültekin, “ Hükümet geçtiğimiz hafta cuma günü yapılan toplantıda bizlere yine geçim şartlarına uygun olan, kabul edilebilecek bir teklif sunmamıştır. Hatta öyle bir teklif ki işçinin emeği adeta yok sayılmıştır. Bize reva görülen ücret tüm ülkede işçi kitlemiz ve kamuoyu tarafından üzüntüyle karşılanmıştır. Neden mi üzüldük. Bir söz vardır bilirsiniz; Baltayı ağaca vurmuşlar. Balta ağaca ‘Neden üzüldün?’ diye sormuş. Ağaç demiş ki: ‘Senin bana yaptığına değil, sapın gövdemdendir ben ona üzüldüm.’ demiş. Bizi yönetenlere söylüyoruz; bu ülke hepimizin ve biz ülkemize milletimize hizmet ediyoruz. Siz bunu unuttunuz bunu. Biz ona üzüldük. Buradan meydanlardan bir kez daha sesleniyoruz: Biz emekçiyiz. Biz işçiyiz. Biz köle değiliz. Biz çalışıyoruz, onlar oyalıyor. Biz üretiyoruz, onlar görmezden geliyor. Taleplerimiz duyulana kadar, haklarımız teslim edilene kadar, emek mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
“TÜİK RAKAMLARINA DEĞİL VATANDAŞIN TENCERESİNE BAKIN”
“Geçinemiyoruz. Zordayız. Eylemse eylem, grevse grev” diyen Başkan Gültekin sözlerini şöyle sürdürdü:
“TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarıyla halkın yaşadığı gerçekler arasında dağlar kadar fark var. TÜİK in verileri yaşadığımız geçim sıkıntısını yansıtmıyor. Mutfakta yangın var, ama TÜİK hâlâ “güzel havalardan” bahsediyor! Biz emekçiler pazarda, manavda, sokakta gerçek enflasyonu yaşıyoruz. Açıkladığınız veriler bu yangını ne söndürebilir ne de gizleyebilir. Pazardan eli boş dönen emekçi TÜİK’in verilerine değil, cebindeki üç kuruşa bakarak yaşamaya çalışıyor. Gerçekleri görmek istiyorsanız TÜİK’in raporlarına değil, işçinin boş tenceresine bakın. Ülkemizde vergi yükü işçinin emekçinin sırtına bindirilmiş. Maaşlarımız daha cebimize girmeden yüzde 27’si eriyor. Az kazanandan çok vergi alan bir sistemde adaletten söz edilemez. Yanlış hesaplarınızın faturasını biz emekçilere ödetemezsiniz. Çıkıp bir sokağa bakın, çarşıya pazara bakın. Sadaka değil, hakkımızı istiyoruz. Kuru vaat değil, toplu sözleşme hakkı istiyoruz. Adil bir ücret, güvenli bir gelecek istiyoruz. Onurlu bir yaşam talebimizden geri adım atmayacağız. Emeğimizi yok sayanlar işçinin sesini duyana kadar susmayacağız.”
Mersin HABERİ
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.