Abdullah Ayan
Köşe Yazarı
Abdullah Ayan
 

Şili’de Aşırı Sağın Zaferi: Latin Amerika’da Eksen Yeniden Kayıyor…

  Bu Pazar (14 Aralık 2025) yapılan seçimler sonucunda Şili, Latin Amerika'da iktidarın sağa teslim edildiği son ülke oldu. Ülke, uzun zamandır Donald Trump'a benzetilen, son derece muhafazakâr bir emektar siyasetçi olan José Antonio Kast'ı başkan seçerek bölgedeki yeni sağ dalgaya ayak uydurdu… Başkan olarak seçilen Kast, faşist darbeci General Augusto Pinochet'nin 17 yıllık askeri diktatörlüğüne özlem duyduğunu ifade etmekle kalmadı, eşcinsel evliliğin yasallaştırılmasına karşı çıktı ve seçim kampanyası boyunca kürtajın anayasal olarak yasaklanması gerektiğini şiddetle savundu. Bazılarının giderek liberalleşen ülkede önceki başkanlık girişimlerini baltaladığını söylediği bu tutumun seçmeni etkilemediği sandık sonuçlarıyla ortaya çıktı. Aşırı sağ aday José Antonio Kast: yüzde 58,2 oy  alırken, Şili İçin Birlik ittifakı adayı ve Komünist Parti üyesi, solcu Jeannette Jara: yüzde 41,8’ de kaldı.. 59 yaşındaki Kast, benzeri görülmemiş bir organize suç artışıyla sarsılan ve anayasa gereği yeniden aday olamayıp Kast’ ı destekleyen Cumhurbaşkanı Gabriel Boric'in ortaya koyduğu büyük beklentilerden hayal kırıklığına uğrayan ülke halkında, mevcut yönetime duyulan derin kızgınlıktan yararlanarak ezici bir zafer kazandı. Bu gelişme, yirmi yıl öncesine göre çarpıcı bir değişim anlamına da geliyor. Uzmanlar, bunun Güney Amerika'yı saran yaygın iktidar karşıtı havayı yansıttığını ve özellikle Trump'ın bölgenin siyasi geleceğini etkilemeye çalıştığı bir dönemde radikal sağa ivme kazandırdığını belirtiyor ve bu yirmi Yıl Öncesine Dramatik Dönüşü de gösteriyor… O dönemde emtia fiyatlarının deyim yerindeyse patlamasının etkisiyle, ABD emperyalizmine karşı çıkarak ve uluslarının zenginliğini yeniden dağıtma sözü vererek seçmenleri harekete geçiren, Venezuela’ nın sosyalist Hugo Chávez ve onu takip eden solcu liderlerin oluşturduğu "pembe dalga" iktidara gelmişti. Son on yılda ise köprülerin altından hayli su aktı… Büyüyemeyen ekonomilerden, artan suç oranlarından ve gittikçe kamuoyunu rahatsız edecek boyutlara varan yolsuzluklardan mevcut sol iktidarları sorumlu tutan halklar bu kez direksiyonu sağa kırdılar., 2025’ te Güney Amerika genelinde yapılan seçimlerde seçmenler, ülkelerini solcu geleneklere geri döndürmek yerine sağa yöneldi. Arjantin'de anarko-kapitalist Başkan Javier Milei,  Ekvador' u demir yumrukla yöneten Başkan Daniel Noboa yapılan seçimlerden güçlenerek çıktı… Bolivya'da yolsuzluk ve ekonomik krizden öfkelenen seçmenler, Ekim ayında sağcı Cumhurbaşkanı Rodrigo Paz'ı seçerek yaklaşık yirmi yıllık sosyalist yönetime son verdi. Peru'da organize suçla mücadele talepleri siyasi kaosa yol açtı ve sağcı politikacıları güçlendirdi. Honduras'ta ise kısmi seçim sonuçları, Trump destekli muhafazakâr adayların iktidardaki sol hükümete karşı ciddi alternatif olarak ortaya çıktığını gösterdi. Şili'de bu Pazar yapılan seçimler siyasete duyulan güvensizlik, kontrolsüz göç dalgaları ve ekonomik sorunlardan bunalan seçmenleri değişime zorladı ve Komünistleri temsil eden aday Jeannette Jara yerine aşırı sağcı Kast sandıklardan başkan olarak çıktı… Uzmanlar, Latin Amerika'daki yeni aşırı sağın bu coşkusunda Trump’ ın etkisini vurguluyor. Trump seçim sonuçlarının hemen ardından, Kast'ı "çok iyi bir insan" olarak övmekle kutsadı yeni dönemi…  ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ise ekonomik bağlar ve yasadışı göç konularını görüşmek için Kast ile derhal temasa geçti. Kast, Milei ve Bolsonaro gibi liderlerle aynı platformlarda sosyalizmi kınarken "cinsiyet ideolojisini" eleştirdi ve göçmenlerin topluca sınır dışı edileceğini vaat etti. Bunca radikal politikaları dillendiren yeni aşırı sağ dalga, seçmenlerin %25-30'unu oluşturuyor ancak ideolojik ve seçmeni heyecanlandıracak söylemler sayesinde desteğin çok üzerinde etkili olabiliyor. Şili Başkenti Santiago'daki zafer mitinginde Amerikan bayrakları, Trump’ ın ‘Büyük Amerika’ sloganından ilham, "Şili'yi yeniden büyük yapalım" şapkaları ve Milei sloganları dikkat çekici olmanın ötesinde solun üzerinde düşünmesi gereken hayli fazla mesaj içeriyor.. Aynı bölge dört yıl önce solcu bir dönüşüm yaşıyor, Şili'de Boric, eşitsizlik, gelir adaletsizliğini protesto eden sloganlar eşliğinde coşkulu kitlelerce iktidara getiriliyordu… Ancak yasama ile uyumsuzluk sonucu yaşadığı yenilgiler, yolsuzluk skandalı ve suç dalgalarını önleyemeyişi seçmen desteğinin erimesine yol açtı, oyları yüzde 50’ lerden yüzde 30’ lara geriledi. Asıl kritik gelişme ise Kolombiya'da gözleniyor ve Başkan Petro'nun reformları tıkanmış durumda. İlerici Cumhurbaşkanı Gustavo Petro, yoksullara yardım etme ve ülkedeki birçok silahlı grupla "tam barış" sağlama vaatleriyle seçildi.. Bugün ise ülkenin yeniden sağa kaymasıyla sonuçlanabilecek başkanlık seçimlerine sadece birkaç ay kala, Petro'nun en iddialı reformları tıpkı Şili’ de seçimleri kaybeden Boriç gibi Kongre'de tıkanmış durumda. Daha da önemlisi onca barış beklentisine karşın FARC yanlısı Milislerin bir bölümü (7 bin kişilik silahlı örgüt söz konusu) FARC disidansları adıyla çeşitli fraksiyonlar halinde terör eylemlerini sürdürüyor. Meksika ise, bölgesel eğilimin istisnası olarak öne çıkıyor. Geçen yıl son derece popüler akıl hocası eski Cumhurbaşkanı López Obrador tarafından göreve getirilen Cumhurbaşkanı Claudia Sheinbaum , López Obrador ile olan ilişkisi ve Trump ile olan çalkantılı ilişkisini ölçülü biçimde yönetmesi sayesinde seçmen desteğini arttırarak sürdürüyor… Ancak Arjantin lideri Milei ve diğer bölgesel muhafazakâr liderler Kast'ın zaferini ideolojik hareketlerinin kıta çapındaki yayılımında bir başka dönüm noktası olarak karşılarken, Meksika lideri Sheinbaum Şili seçimlerinin hemen ardından bölgedeki tüm solcu liderlere yenilgiden ders çıkarmaları çağrısında bulundu. "Bu bir düşünme anı," dedi. "Şili'de yaşananları analiz etmeliyiz." Kolombiya Başkanı Petro'nun değerlendirmesi ise çok daha sertti. Kast'ın seçimiyle ilgili olarak sosyal medya hesabında şunları yazdı: "Faşizm ilerliyor. Bize doğru geliyorlar ve biz direnmeliyiz." Güney Amerika siyasetini yıllardır gözlemleyen uzmanlar ise Şili seçimleri ardından kulaklara küpe olacak şu değerlendirmeyi yapıyor: “Orta sınıf suç ve göç nedeniyle değişim istiyordu, o talebi değerlendirip kullananlar kazandı…”  
Ekleme Tarihi: 18 Aralık 2025 -Perşembe

Şili’de Aşırı Sağın Zaferi: Latin Amerika’da Eksen Yeniden Kayıyor…

 

Bu Pazar (14 Aralık 2025) yapılan seçimler sonucunda Şili, Latin Amerika'da iktidarın sağa teslim edildiği son ülke oldu.

Ülke, uzun zamandır Donald Trump'a benzetilen, son derece muhafazakâr bir emektar siyasetçi olan José Antonio Kast'ı başkan seçerek bölgedeki yeni sağ dalgaya ayak uydurdu…

Başkan olarak seçilen Kast, faşist darbeci General Augusto Pinochet'nin 17 yıllık askeri diktatörlüğüne özlem duyduğunu ifade etmekle kalmadı, eşcinsel evliliğin yasallaştırılmasına karşı çıktı ve seçim kampanyası boyunca kürtajın anayasal olarak yasaklanması gerektiğini şiddetle savundu.

Bazılarının giderek liberalleşen ülkede önceki başkanlık girişimlerini baltaladığını söylediği bu tutumun seçmeni etkilemediği sandık sonuçlarıyla ortaya çıktı.

Aşırı sağ aday José Antonio Kast: yüzde 58,2 oy  alırken, Şili İçin Birlik ittifakı adayı ve Komünist Parti üyesi, solcu Jeannette Jara: yüzde 41,8’ de kaldı..

59 yaşındaki Kast, benzeri görülmemiş bir organize suç artışıyla sarsılan ve anayasa gereği yeniden aday olamayıp Kast’ ı destekleyen Cumhurbaşkanı Gabriel Boric'in ortaya koyduğu büyük beklentilerden hayal kırıklığına uğrayan ülke halkında, mevcut yönetime duyulan derin kızgınlıktan yararlanarak ezici bir zafer kazandı.

Bu gelişme, yirmi yıl öncesine göre çarpıcı bir değişim anlamına da geliyor.

Uzmanlar, bunun Güney Amerika'yı saran yaygın iktidar karşıtı havayı yansıttığını ve özellikle Trump'ın bölgenin siyasi geleceğini etkilemeye çalıştığı bir dönemde radikal sağa ivme kazandırdığını belirtiyor ve bu yirmi Yıl Öncesine Dramatik Dönüşü de gösteriyor…

O dönemde emtia fiyatlarının deyim yerindeyse patlamasının etkisiyle, ABD emperyalizmine karşı çıkarak ve uluslarının zenginliğini yeniden dağıtma sözü vererek seçmenleri harekete geçiren, Venezuela’ nın sosyalist Hugo Chávez ve onu takip eden solcu liderlerin oluşturduğu "pembe dalga" iktidara gelmişti.

Son on yılda ise köprülerin altından hayli su aktı…

Büyüyemeyen ekonomilerden, artan suç oranlarından ve gittikçe kamuoyunu rahatsız edecek boyutlara varan yolsuzluklardan mevcut sol iktidarları sorumlu tutan halklar bu kez direksiyonu sağa kırdılar.,

2025’ te Güney Amerika genelinde yapılan seçimlerde seçmenler, ülkelerini solcu geleneklere geri döndürmek yerine sağa yöneldi.

Arjantin'de anarko-kapitalist Başkan Javier Milei,  Ekvador' u demir yumrukla yöneten Başkan Daniel Noboa yapılan seçimlerden güçlenerek çıktı…

Bolivya'da yolsuzluk ve ekonomik krizden öfkelenen seçmenler, Ekim ayında sağcı Cumhurbaşkanı Rodrigo Paz'ı seçerek yaklaşık yirmi yıllık sosyalist yönetime son verdi.

Peru'da organize suçla mücadele talepleri siyasi kaosa yol açtı ve sağcı politikacıları güçlendirdi.

Honduras'ta ise kısmi seçim sonuçları, Trump destekli muhafazakâr adayların iktidardaki sol hükümete karşı ciddi alternatif olarak ortaya çıktığını gösterdi.

Şili'de bu Pazar yapılan seçimler siyasete duyulan güvensizlik, kontrolsüz göç dalgaları ve ekonomik sorunlardan bunalan seçmenleri değişime zorladı ve Komünistleri temsil eden aday Jeannette Jara yerine aşırı sağcı Kast sandıklardan başkan olarak çıktı…

Uzmanlar, Latin Amerika'daki yeni aşırı sağın bu coşkusunda Trump’ ın etkisini vurguluyor.

Trump seçim sonuçlarının hemen ardından, Kast'ı "çok iyi bir insan" olarak övmekle kutsadı yeni dönemi…

 ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ise ekonomik bağlar ve yasadışı göç konularını görüşmek için Kast ile derhal temasa geçti.

Kast, Milei ve Bolsonaro gibi liderlerle aynı platformlarda sosyalizmi kınarken "cinsiyet ideolojisini" eleştirdi ve göçmenlerin topluca sınır dışı edileceğini vaat etti.

Bunca radikal politikaları dillendiren yeni aşırı sağ dalga, seçmenlerin %25-30'unu oluşturuyor ancak ideolojik ve seçmeni heyecanlandıracak söylemler sayesinde desteğin çok üzerinde etkili olabiliyor.

Şili Başkenti Santiago'daki zafer mitinginde Amerikan bayrakları, Trump’ ın ‘Büyük Amerika’ sloganından ilham, "Şili'yi yeniden büyük yapalım" şapkaları ve Milei sloganları dikkat çekici olmanın ötesinde solun üzerinde düşünmesi gereken hayli fazla mesaj içeriyor..

Aynı bölge dört yıl önce solcu bir dönüşüm yaşıyor, Şili'de Boric, eşitsizlik, gelir adaletsizliğini protesto eden sloganlar eşliğinde coşkulu kitlelerce iktidara getiriliyordu…

Ancak yasama ile uyumsuzluk sonucu yaşadığı yenilgiler, yolsuzluk skandalı ve suç dalgalarını önleyemeyişi seçmen desteğinin erimesine yol açtı, oyları yüzde 50’ lerden yüzde 30’ lara geriledi.

Asıl kritik gelişme ise Kolombiya'da gözleniyor ve Başkan Petro'nun reformları tıkanmış durumda.

İlerici Cumhurbaşkanı Gustavo Petro, yoksullara yardım etme ve ülkedeki birçok silahlı grupla "tam barış" sağlama vaatleriyle seçildi..

Bugün ise ülkenin yeniden sağa kaymasıyla sonuçlanabilecek başkanlık seçimlerine sadece birkaç ay kala, Petro'nun en iddialı reformları tıpkı Şili’ de seçimleri kaybeden Boriç gibi Kongre'de tıkanmış durumda. Daha da önemlisi onca barış beklentisine karşın FARC yanlısı Milislerin bir bölümü (7 bin kişilik silahlı örgüt söz konusu) FARC disidansları adıyla çeşitli fraksiyonlar halinde terör eylemlerini sürdürüyor.

Meksika ise, bölgesel eğilimin istisnası olarak öne çıkıyor. Geçen yıl son derece popüler akıl hocası eski Cumhurbaşkanı López Obrador tarafından göreve getirilen Cumhurbaşkanı Claudia Sheinbaum , López Obrador ile olan ilişkisi ve Trump ile olan çalkantılı ilişkisini ölçülü biçimde yönetmesi sayesinde seçmen desteğini arttırarak sürdürüyor…

Ancak Arjantin lideri Milei ve diğer bölgesel muhafazakâr liderler Kast'ın zaferini ideolojik hareketlerinin kıta çapındaki yayılımında bir başka dönüm noktası olarak karşılarken, Meksika lideri Sheinbaum Şili seçimlerinin hemen ardından bölgedeki tüm solcu liderlere yenilgiden ders çıkarmaları çağrısında bulundu.

"Bu bir düşünme anı," dedi. "Şili'de yaşananları analiz etmeliyiz."

Kolombiya Başkanı Petro'nun değerlendirmesi ise çok daha sertti.

Kast'ın seçimiyle ilgili olarak sosyal medya hesabında şunları yazdı:

"Faşizm ilerliyor. Bize doğru geliyorlar ve biz direnmeliyiz."

Güney Amerika siyasetini yıllardır gözlemleyen uzmanlar ise Şili seçimleri ardından kulaklara küpe olacak şu değerlendirmeyi yapıyor:

“Orta sınıf suç ve göç nedeniyle değişim istiyordu, o talebi değerlendirip kullananlar kazandı…”

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve mersindesonhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.