SİTESOL1
SİTESAĞ1

EKMEN’DEN ORMAN YANGINLARI HAKKINDA BASIN AÇIKLAMASI

Gündem (mersindesonhaber) - mersindesonhaber | 29.07.2025 - 08:30, Güncelleme: 29.07.2025 - 08:30 656 kez okundu.
 

EKMEN’DEN ORMAN YANGINLARI HAKKINDA BASIN AÇIKLAMASI

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, Türkiye Büyük Millet Meclisinde basın toplantısı düzenleyerek Türkiye’de son dönemlerde meydana gelen yangınlarla ilgili konuştu.

Kaç yangın daha çıkmalı, kaç can daha yitip gitmeli? Ekmen, “Sözlerime şu soruyla başlamak istiyorum: Kaç yangın daha çıkmalı, kaç can daha yitip gitmeli? Akdeniz havzasında, orman yangınları açısından en riskli ülkelerden biriyiz. Ne yazık ki, tıpkı depremlerde olduğu gibi, yangınlara karşı da gerekli önlemlerin tam anlamıyla alındığını söylememiz mümkün değil. Yanıp kül olan ormanlarımızla birlikte, o ormanlarda yaşayan binlerce canlının, bitki türlerinin ve doğayı korumak için elindeki sınırlı imkânlarla mücadele eden gönüllülerimizin, emekçilerimizin de kaybını yaşıyoruz. Ekipman eksikliğine, teknik desteğin yetersizliğine, zaman zaman eğitimsizliğe rağmen bu felaketin içine korkusuzca koşan herkesi rahmet ve minnetle anıyorum. Eskişehir’de çıkan yangına müdahale ederken 5 orman işçimiz ve 5 AKUT gönüllümüzü kaybettik: Sercan Utmi, Hilmi Şahin, Eyüp Dereli, Tolunay Kocaman, Enes Kızılyel, Muharrem Can, İlker Onarıcı, Tekin Enes Sarıyıldız, Bayram Eren Arslan ve Alperen Özcan. Bursa’da ise orman yangınına müdahale ederken kalp krizi geçiren itfaiye eri Ramazan Şaşkın’ı kaybettik. Yine Bursa’da, Ağlaşan Köyü’ne su taşıyan tankerin uçuruma sürüklenmesi sonucu, Bolu’dan desteğe gelen Kazım Bayrak, Mehmet Şimşek ve Ahmet Demir’i yitirdik. Hepsi bu ülke için, başkalarının hayatını kurtarmak uğruna kendi canlarını feda etti. Bu kıymetli insanlara Allah’tan rahmet; geride kalan ailelerine, yakınlarına ve sevenlerine sabır ve başsağlığı diliyorum. Biz bu değerli insanlara ‘kahraman’ diyoruz. Ancak ne yazık ki geride kalan aileleri için Sosyal Güvenlik Kurumu’nun emeklilik dışında kapsamlı bir desteği bulunmuyor. Oysa bu insanlar, ülke için canını ortaya koymuş kişiler. Orman yangınlarında hayatını kaybedenlerin yakınlarına yönelik özel sosyal programlar geliştirilmesi, maddi destekten psikolojik desteğe kadar sürdürülebilir bir sistemin kurulması gerekiyor. Kahramanlık sadece anılarda değil, sosyal politikada da karşılık bulmalı” diyerek yangınlarda hayatını kaybeden kişilere başsağlığı diledi.   Yangınların nedenleri araştırılmalı Ekmen, “Peki bu yangınlar gerçekten sadece iklim değişikliği, ihmalkârlık ya da bilinçsiz vatandaşlarımızın hataları yüzünden mi çıkıyor? Yoksa işin arka planında maden, turizm yatırımları ya da bazı organize uygulamalar mı var? Toplumun aklındaki bu soru işaretlerinin artık net bir şekilde giderilmesi gerekiyor. Gazeteci Yusuf Yavuz’un araştırmaları, 2012–2022 yılları arasında orman yangınlarının çıktığı bölgelerle maden ruhsatı verilen alanların büyük ölçüde örtüştüğünü ortaya koyuyor. İzmir, Uşak, Manisa, Bursa, Kahramanmaraş, Karabük, Hatay ve Mersin gibi illerdeki eşleşmeler dikkat çekici. Eğer bu yangınlar gerçekten de maden faaliyetlerini kolaylaştırmak veya direniş göstereceği varsayılan köylüleri bölgeden uzaklaştırmak amacıyla çıkarıldıysa, bu açık bir insanlık suçu, büyük bir vahşettir. Bu nedenle konuyla ilgili Cumhuriyet Başsavcılıklarının derhal harekete geçmesi ve iddiaları titizlikle incelemesi gerekmektedir. Ben de bir milletvekili olarak bu konuda bir soru önergesi vereceğimi ve gelen resmi yanıt doğrultusunda suç duyurusunda bulunacağımı kamuoyuna açıkça ifade ediyorum” dedi.   Yangınlarda ihmaller ve iddialar Mersin ve Antalya valiliklerinin resmî açıklamalarına baktığımızda, enerji nakil hatlarının ciddi bir risk oluşturduğu açıkça görülüyor. Bu hatlar sadece yangınlara sebebiyet vermekle kalmıyor, aynı zamanda müdahaleyi de zorlaştırarak orman yangınlarıyla mücadelede ciddi zafiyet yaratıyor. Eğer bu hatların yenilenmemesi veya bakımının yapılmaması nedeniyle yangınlar çıkıyorsa, sorumluluğun ilgili enerji şirketlerine ait olduğu açık. Özel yasal düzenlemelere rağmen bu alandaki denetimlerin yetersiz kalması ve altyapı iyileştirmelerinin yıllardır ihmal edilmesi kabul edilemez. Bu konuda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Alparslan Bayraktar’ın ivedilikle harekete geçmesi gerekmektedir. Yangınların çıkışıyla ilgili bir diğer ciddi iddia ise terör örgütleriyle ilgili. Özellikle bazı sosyal medya paylaşımlarında orman yangınlarının terör amaçlı çıkarıldığı öne sürüldü. Ancak bu tür iddialar, teyit edilmeden yayıldığında toplumda korku ve infiale yol açabiliyor. Bazı bölgelerde, araç plakalarına bakılarak vatandaşların hedef alındığına dair haberler kamuoyuna yansımış durumda. Bu, açıkça toplumsal barışı tehdit eder bir tabloyu işaret ediyor. Bu nedenle Dezenformasyonla Mücadele Birimi’nin Başkanı Sayın Furkan Torlak ve İçişleri Bakanı Sayın Ali Yerlikaya’nın derhal sosyal medyada yayılan, doğrulanmamış ve provokatif içeriklerle ilgili daha etkin bir çalışma yürütmesi elzemdir. Öte yandan, Bursa’da FETÖ bağlantılı bir kişinin yangın çıkardığına dair açıklama ise ciddiyetle soruşturulmalı ve kamuoyuna şeffaf bir şekilde bilgi verilmelidir.   Akdeniz ülkelerine kıyasla Türkiye geride Ülkeler arası karşılaştırmada bulunan Ekmen, “Ülkemizin dört bir yanı yanıyor. İzmir’den Bursa’ya, Karabük’ten Hatay’a, Mersin’den Antalya’ya, Ankara Eymir Gölü çevresinden Kocaeli’ye, Uşak’tan Kahramanmaraş’a kadar pek çok bölgede, yaz aylarından bu yana orman yangınlarıyla mücadele ediyoruz. Şimdiye dek yaklaşık 15 bin futbol sahası büyüklüğünde ormanlık alanımızı kaybettik. Peki, bu tabloya rağmen neden hâlâ bütünleşik bir yangın eylem planımız yok? Neden afet eylem planlarımız 10 yıldır güncellenmiyor? Orman Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı bir yangınla mücadele planı mevcut, ancak bu plan ne AFAD ile ne büyükşehir ve ilçe belediyelerinin itfaiye teşkilatlarıyla ne de Türk Silahlı Kuvvetleri veya emniyet birimleriyle koordineli ve entegre bir yapıda değil. Oysa Akdeniz ülkelerinde, yaklaşık 81 milyon hektar orman ve maki alanına sahip ve bu da toplam bölgenin %9,4’üne denk geliyor. Türkiye ise bu bölgede orman varlığı en yüksek ülkelerden biri: 17,5 milyon hektar ormanlık alanımız var. İspanya 17,8 milyon, İtalya 4,2 milyon, Yunanistan ise 3 milyon hektar civarında. Ancak afet yönetimi ve personel gücü kıyaslandığında tablo oldukça çarpıcı. Yunanistan’ın orman alanı bizim altıda birimiz olmasına rağmen 18 bin personeli var. İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya’nın verdiği bilgiye göre bizde 25 bin personel bulunuyor. Oysa orman varlığına göre orantılı bir kadro kurulsaydı, bu sayının en az 120 bin olması gerekirdi. İtalya, orman alanı bakımından bizim beşte birimiz olmasına rağmen 35 bin personelle çalışıyor. Yunanistan 2.1 milyar Euro bütçeyle; hava ve karada erken müdahale, sürdürülebilir planlama ve eğitimi kapsayan bir eylem planı bulunmaktayken bizim de en az 10 milyar Euro bütçemizin olması lazımdı. Ancak bizim bütçemiz faize, kur korumaya ayrılıyor” dedi.   Bütünleşik eylem planı hemen oluşturulmalı Ekmen, “Tüm bu tablo açıkça gösteriyor ki Türkiye'nin orman yangınlarına karşı hâlâ bütünleşik, çok aktörlü ve bilim temelli bir ulusal eylem planı bulunmuyor. Oysa yangınları yalnızca bir ‘afet’ olarak tanımlayıp geçemeyiz. Bu mesele, artık sadece çevresel değil; ekonomik, sosyal ve stratejik bir krize dönüşmüş durumda. Yangınların ardından bazı bölgelerin turizm, enerji ya da madencilik yatırımlarına açılacağı yönündeki endişeler, orman varlığımızın geleceğini doğrudan tehdit etmektedir. Mevcut durumda, AFAD’ın afet eylem planı güncel değildir; Tarım ve Orman Bakanlığının planı ise yerel yönetimler, güvenlik birimleri ve diğer kurumlarla entegre değildir. Ayrılan bütçe yetersiz, koordinasyon zayıf, müdahale gücü sınırlıdır. Artık geç kalmadan, tüm kurumları kapsayan, güncel, yeterli kaynakla desteklenen, bütünleşik bir ulusal yangın eylem planı hazırlanması kaçınılmazdır” açıklamasında bulundu.
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, Türkiye Büyük Millet Meclisinde basın toplantısı düzenleyerek Türkiye’de son dönemlerde meydana gelen yangınlarla ilgili konuştu.

Kaç yangın daha çıkmalı, kaç can daha yitip gitmeli?

Ekmen, “Sözlerime şu soruyla başlamak istiyorum: Kaç yangın daha çıkmalı, kaç can daha yitip gitmeli? Akdeniz havzasında, orman yangınları açısından en riskli ülkelerden biriyiz. Ne yazık ki, tıpkı depremlerde olduğu gibi, yangınlara karşı da gerekli önlemlerin tam anlamıyla alındığını söylememiz mümkün değil. Yanıp kül olan ormanlarımızla birlikte, o ormanlarda yaşayan binlerce canlının, bitki türlerinin ve doğayı korumak için elindeki sınırlı imkânlarla mücadele eden gönüllülerimizin, emekçilerimizin de kaybını yaşıyoruz. Ekipman eksikliğine, teknik desteğin yetersizliğine, zaman zaman eğitimsizliğe rağmen bu felaketin içine korkusuzca koşan herkesi rahmet ve minnetle anıyorum. Eskişehir’de çıkan yangına müdahale ederken 5 orman işçimiz ve 5 AKUT gönüllümüzü kaybettik: Sercan Utmi, Hilmi Şahin, Eyüp Dereli, Tolunay Kocaman, Enes Kızılyel, Muharrem Can, İlker Onarıcı, Tekin Enes Sarıyıldız, Bayram Eren Arslan ve Alperen Özcan. Bursa’da ise orman yangınına müdahale ederken kalp krizi geçiren itfaiye eri Ramazan Şaşkın’ı kaybettik. Yine Bursa’da, Ağlaşan Köyü’ne su taşıyan tankerin uçuruma sürüklenmesi sonucu, Bolu’dan desteğe gelen Kazım Bayrak, Mehmet Şimşek ve Ahmet Demir’i yitirdik. Hepsi bu ülke için, başkalarının hayatını kurtarmak uğruna kendi canlarını feda etti. Bu kıymetli insanlara Allah’tan rahmet; geride kalan ailelerine, yakınlarına ve sevenlerine sabır ve başsağlığı diliyorum. Biz bu değerli insanlara ‘kahraman’ diyoruz. Ancak ne yazık ki geride kalan aileleri için Sosyal Güvenlik Kurumu’nun emeklilik dışında kapsamlı bir desteği bulunmuyor. Oysa bu insanlar, ülke için canını ortaya koymuş kişiler. Orman yangınlarında hayatını kaybedenlerin yakınlarına yönelik özel sosyal programlar geliştirilmesi, maddi destekten psikolojik desteğe kadar sürdürülebilir bir sistemin kurulması gerekiyor. Kahramanlık sadece anılarda değil, sosyal politikada da karşılık bulmalı” diyerek yangınlarda hayatını kaybeden kişilere başsağlığı diledi.

 

Yangınların nedenleri araştırılmalı

Ekmen, “Peki bu yangınlar gerçekten sadece iklim değişikliği, ihmalkârlık ya da bilinçsiz vatandaşlarımızın hataları yüzünden mi çıkıyor? Yoksa işin arka planında maden, turizm yatırımları ya da bazı organize uygulamalar mı var? Toplumun aklındaki bu soru işaretlerinin artık net bir şekilde giderilmesi gerekiyor. Gazeteci Yusuf Yavuz’un araştırmaları, 2012–2022 yılları arasında orman yangınlarının çıktığı bölgelerle maden ruhsatı verilen alanların büyük ölçüde örtüştüğünü ortaya koyuyor. İzmir, Uşak, Manisa, Bursa, Kahramanmaraş, Karabük, Hatay ve Mersin gibi illerdeki eşleşmeler dikkat çekici. Eğer bu yangınlar gerçekten de maden faaliyetlerini kolaylaştırmak veya direniş göstereceği varsayılan köylüleri bölgeden uzaklaştırmak amacıyla çıkarıldıysa, bu açık bir insanlık suçu, büyük bir vahşettir. Bu nedenle konuyla ilgili Cumhuriyet Başsavcılıklarının derhal harekete geçmesi ve iddiaları titizlikle incelemesi gerekmektedir. Ben de bir milletvekili olarak bu konuda bir soru önergesi vereceğimi ve gelen resmi yanıt doğrultusunda suç duyurusunda bulunacağımı kamuoyuna açıkça ifade ediyorum” dedi.

 

Yangınlarda ihmaller ve iddialar

Mersin ve Antalya valiliklerinin resmî açıklamalarına baktığımızda, enerji nakil hatlarının ciddi bir risk oluşturduğu açıkça görülüyor. Bu hatlar sadece yangınlara sebebiyet vermekle kalmıyor, aynı zamanda müdahaleyi de zorlaştırarak orman yangınlarıyla mücadelede ciddi zafiyet yaratıyor. Eğer bu hatların yenilenmemesi veya bakımının yapılmaması nedeniyle yangınlar çıkıyorsa, sorumluluğun ilgili enerji şirketlerine ait olduğu açık. Özel yasal düzenlemelere rağmen bu alandaki denetimlerin yetersiz kalması ve altyapı iyileştirmelerinin yıllardır ihmal edilmesi kabul edilemez. Bu konuda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Alparslan Bayraktar’ın ivedilikle harekete geçmesi gerekmektedir. Yangınların çıkışıyla ilgili bir diğer ciddi iddia ise terör örgütleriyle ilgili. Özellikle bazı sosyal medya paylaşımlarında orman yangınlarının terör amaçlı çıkarıldığı öne sürüldü. Ancak bu tür iddialar, teyit edilmeden yayıldığında toplumda korku ve infiale yol açabiliyor. Bazı bölgelerde, araç plakalarına bakılarak vatandaşların hedef alındığına dair haberler kamuoyuna yansımış durumda. Bu, açıkça toplumsal barışı tehdit eder bir tabloyu işaret ediyor. Bu nedenle Dezenformasyonla Mücadele Birimi’nin Başkanı Sayın Furkan Torlak ve İçişleri Bakanı Sayın Ali Yerlikaya’nın derhal sosyal medyada yayılan, doğrulanmamış ve provokatif içeriklerle ilgili daha etkin bir çalışma yürütmesi elzemdir. Öte yandan, Bursa’da FETÖ bağlantılı bir kişinin yangın çıkardığına dair açıklama ise ciddiyetle soruşturulmalı ve kamuoyuna şeffaf bir şekilde bilgi verilmelidir.

 

Akdeniz ülkelerine kıyasla Türkiye geride

Ülkeler arası karşılaştırmada bulunan Ekmen, “Ülkemizin dört bir yanı yanıyor. İzmir’den Bursa’ya, Karabük’ten Hatay’a, Mersin’den Antalya’ya, Ankara Eymir Gölü çevresinden Kocaeli’ye, Uşak’tan Kahramanmaraş’a kadar pek çok bölgede, yaz aylarından bu yana orman yangınlarıyla mücadele ediyoruz. Şimdiye dek yaklaşık 15 bin futbol sahası büyüklüğünde ormanlık alanımızı kaybettik. Peki, bu tabloya rağmen neden hâlâ bütünleşik bir yangın eylem planımız yok? Neden afet eylem planlarımız 10 yıldır güncellenmiyor? Orman Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı bir yangınla mücadele planı mevcut, ancak bu plan ne AFAD ile ne büyükşehir ve ilçe belediyelerinin itfaiye teşkilatlarıyla ne de Türk Silahlı Kuvvetleri veya emniyet birimleriyle koordineli ve entegre bir yapıda değil. Oysa Akdeniz ülkelerinde, yaklaşık 81 milyon hektar orman ve maki alanına sahip ve bu da toplam bölgenin %9,4’üne denk geliyor. Türkiye ise bu bölgede orman varlığı en yüksek ülkelerden biri: 17,5 milyon hektar ormanlık alanımız var. İspanya 17,8 milyon, İtalya 4,2 milyon, Yunanistan ise 3 milyon hektar civarında. Ancak afet yönetimi ve personel gücü kıyaslandığında tablo oldukça çarpıcı. Yunanistan’ın orman alanı bizim altıda birimiz olmasına rağmen 18 bin personeli var. İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya’nın verdiği bilgiye göre bizde 25 bin personel bulunuyor. Oysa orman varlığına göre orantılı bir kadro kurulsaydı, bu sayının en az 120 bin olması gerekirdi. İtalya, orman alanı bakımından bizim beşte birimiz olmasına rağmen 35 bin personelle çalışıyor. Yunanistan 2.1 milyar Euro bütçeyle; hava ve karada erken müdahale, sürdürülebilir planlama ve eğitimi kapsayan bir eylem planı bulunmaktayken bizim de en az 10 milyar Euro bütçemizin olması lazımdı. Ancak bizim bütçemiz faize, kur korumaya ayrılıyor” dedi.

 

Bütünleşik eylem planı hemen oluşturulmalı

Ekmen, “Tüm bu tablo açıkça gösteriyor ki Türkiye'nin orman yangınlarına karşı hâlâ bütünleşik, çok aktörlü ve bilim temelli bir ulusal eylem planı bulunmuyor. Oysa yangınları yalnızca bir ‘afet’ olarak tanımlayıp geçemeyiz. Bu mesele, artık sadece çevresel değil; ekonomik, sosyal ve stratejik bir krize dönüşmüş durumda. Yangınların ardından bazı bölgelerin turizm, enerji ya da madencilik yatırımlarına açılacağı yönündeki endişeler, orman varlığımızın geleceğini doğrudan tehdit etmektedir. Mevcut durumda, AFAD’ın afet eylem planı güncel değildir; Tarım ve Orman Bakanlığının planı ise yerel yönetimler, güvenlik birimleri ve diğer kurumlarla entegre değildir. Ayrılan bütçe yetersiz, koordinasyon zayıf, müdahale gücü sınırlıdır. Artık geç kalmadan, tüm kurumları kapsayan, güncel, yeterli kaynakla desteklenen, bütünleşik bir ulusal yangın eylem planı hazırlanması kaçınılmazdır” açıklamasında bulundu.

Mersin HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve mersindesonhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.