*
Vali Çakmakoğlu Mersin’de: Bir Devlet Adamının Vizyoner Hamlesi
*
Sabahattin Çakmakoğlu'nun devlet adamlığı kariyerindeki en anlamlı ve renkli duraklardan biri, hiç şüphesiz 25 Nisan 1984'te İçel Valisi olarak göreve başladığı Mersin oldu.
Ankara'dan yola çıkıp Mersin sınırında karşılaştığı samimi ilgi ve sıcak kabul, onun bu kadim Akdeniz şehrine duyduğu bağlılığın ve güvenin ilk temel taşını oluşturdu. Bu anlamlı karşılama, aynı zamanda Mersin halkının, devletine ve onun temsilcisine beslediği derin saygının da en içten tezahürüydü. Çakmakoğlu, daha ilk andan itibaren bu enerjiyi hissetmiş ve görev azmi bir kat daha artmıştı.
Çakmakoğlu'nun ileri görüşlü idari dehası, Mersin'in jeopolitik önemini ve sosyo-ekonomik potansiyelini derhal kavramıştı.
Akdeniz'in en uzun ve bereketli sahil şeridine sahip bu büyük şehir, aynı zamanda lojistik bir meydan okumayı da temsil ediyordu.
Bir uçtan diğer uca yüzlerce kilometreyi bulan bu engin coğrafya, onun yönetim anlayışında bütüncül, erişilebilir ve sürdürülebilir bir kalkınma planlamasını zorunlu kılıyordu.
Çakmakoğlu’na göre Mersin, bir sahil kenti olmanın çok ötesinde, tarih, kültür ve ekonominin iç içe geçtiği canlı bir medeniyetler köprüsüydü.
Onun kapsayıcı vizyonunda, Mersin bir liman ve ticaret merkezi değil, her biri ayrı bir değer olan ilçelerinden oluşan bir bütündü.
Cumhuriyet'in ilk yıllarında vilayet statüsüne sahip olan Silifke ve kadim şehir Tarsus, artık Mersin'in birer parçası olsalar da her biri kendi tarihi dokusu, sosyal hareketliliği ve ekonomik ağırlığıyla bölgenin temel taşlarını oluşturuyordu.
Çakmakoğlu, Mersin'in asıl dinamik gücünü ise, hareketli liman ekonomisinde ve bu ekonominin yarattığı çekimle Anadolu'nun dört bir yanından akın eden insanların ördüğü zengin sosyal dokuda görüyordu.
Bu liman malların değil; umutların, emeklerin ve yeni bir hayat kurma arzusunun da aktığı canlı bir kapıydı.
Onun idareciliği, Mersin'i tek boyutlu bir ticaret merkezi olarak görmekle asla sınırlı kalamazdı. Anamur'un muz bahçelerinden Mut'un kaysı-erik mahsulüne, Bozyazı'nın balıkçı teknelerinden yemyeşil yaylalarıyla Çamlıyayla'ya kadar uzanan her ilçenin kendine özgü güzelliklerini, kültürünü ve potansiyelini görüp değerlendiriyor, bu rengarenk coğrafyanın uyum içinde ve bir bütün olarak kalkınması için gece gündüz çalışıyordu.
Toros Dağları'nın ihtişamından Akdeniz'in masmavi sularına uzanan bu topraklar, onun gözünde Türkiye'nin bir yansıması, bir minyatürü gibiydi.
Yaylaları, serin vadileri ve coşkulu ırmaklarıyla bu doğa harikası coğrafya, seyredilen, yaşanılan, soluklanılan ve içinde huzur bulunan bir güzellikler diyarıydı.
Sabahattin Çakmakoğlu, Mersin valiliği döneminde, bu doğal ve beşerî zenginliklerin üzerine titizlikle inşa ettiği vizyoner politikalarıyla, Mersin’in Türkiye'nin en önemli ve yaşanabilir metropollerinden biri olma yolundaki temellerini sağlamlaştıran unutulmaz isimlerden biri olarak tarihe ve Mersin halkının gönlüne silinmez bir iz bıraktı.
•
31.10.2025 | BİR VALİNİN İZİNDE: SABAHATTİN ÇAKMAKOĞLU’NU ANMAK -III- | Yaylaların Işığı: Bir Valinin Vatandaşla İmtihanı.
Anasayfa
Yazarlar
Hilmi Dulkadir
Yazı Detayı
Bu yazı 119 kez okundu.
KÜLTÜR YAZILARI... BİR VALİNİN İZİNDE: SABAHATTİN ÇAKMAKOĞLU’NU ANMAK -II- |26.10.2025 | HİLMİ DULKADİR
*
Vali Çakmakoğlu Mersin’de: Bir Devlet Adamının Vizyoner Hamlesi
*
Sabahattin Çakmakoğlu'nun devlet adamlığı kariyerindeki en anlamlı ve renkli duraklardan biri, hiç şüphesiz 25 Nisan 1984'te İçel Valisi olarak göreve başladığı Mersin oldu.
Ankara'dan yola çıkıp Mersin sınırında karşılaştığı samimi ilgi ve sıcak kabul, onun bu kadim Akdeniz şehrine duyduğu bağlılığın ve güvenin ilk temel taşını oluşturdu. Bu anlamlı karşılama, aynı zamanda Mersin halkının, devletine ve onun temsilcisine beslediği derin saygının da en içten tezahürüydü. Çakmakoğlu, daha ilk andan itibaren bu enerjiyi hissetmiş ve görev azmi bir kat daha artmıştı.
Çakmakoğlu'nun ileri görüşlü idari dehası, Mersin'in jeopolitik önemini ve sosyo-ekonomik potansiyelini derhal kavramıştı.
Akdeniz'in en uzun ve bereketli sahil şeridine sahip bu büyük şehir, aynı zamanda lojistik bir meydan okumayı da temsil ediyordu.
Bir uçtan diğer uca yüzlerce kilometreyi bulan bu engin coğrafya, onun yönetim anlayışında bütüncül, erişilebilir ve sürdürülebilir bir kalkınma planlamasını zorunlu kılıyordu.
Çakmakoğlu’na göre Mersin, bir sahil kenti olmanın çok ötesinde, tarih, kültür ve ekonominin iç içe geçtiği canlı bir medeniyetler köprüsüydü.
Onun kapsayıcı vizyonunda, Mersin bir liman ve ticaret merkezi değil, her biri ayrı bir değer olan ilçelerinden oluşan bir bütündü.
Cumhuriyet'in ilk yıllarında vilayet statüsüne sahip olan Silifke ve kadim şehir Tarsus, artık Mersin'in birer parçası olsalar da her biri kendi tarihi dokusu, sosyal hareketliliği ve ekonomik ağırlığıyla bölgenin temel taşlarını oluşturuyordu.
Çakmakoğlu, Mersin'in asıl dinamik gücünü ise, hareketli liman ekonomisinde ve bu ekonominin yarattığı çekimle Anadolu'nun dört bir yanından akın eden insanların ördüğü zengin sosyal dokuda görüyordu.
Bu liman malların değil; umutların, emeklerin ve yeni bir hayat kurma arzusunun da aktığı canlı bir kapıydı.
Onun idareciliği, Mersin'i tek boyutlu bir ticaret merkezi olarak görmekle asla sınırlı kalamazdı. Anamur'un muz bahçelerinden Mut'un kaysı-erik mahsulüne, Bozyazı'nın balıkçı teknelerinden yemyeşil yaylalarıyla Çamlıyayla'ya kadar uzanan her ilçenin kendine özgü güzelliklerini, kültürünü ve potansiyelini görüp değerlendiriyor, bu rengarenk coğrafyanın uyum içinde ve bir bütün olarak kalkınması için gece gündüz çalışıyordu.
Toros Dağları'nın ihtişamından Akdeniz'in masmavi sularına uzanan bu topraklar, onun gözünde Türkiye'nin bir yansıması, bir minyatürü gibiydi.
Yaylaları, serin vadileri ve coşkulu ırmaklarıyla bu doğa harikası coğrafya, seyredilen, yaşanılan, soluklanılan ve içinde huzur bulunan bir güzellikler diyarıydı.
Sabahattin Çakmakoğlu, Mersin valiliği döneminde, bu doğal ve beşerî zenginliklerin üzerine titizlikle inşa ettiği vizyoner politikalarıyla, Mersin’in Türkiye'nin en önemli ve yaşanabilir metropollerinden biri olma yolundaki temellerini sağlamlaştıran unutulmaz isimlerden biri olarak tarihe ve Mersin halkının gönlüne silinmez bir iz bıraktı.
•
31.10.2025 | BİR VALİNİN İZİNDE: SABAHATTİN ÇAKMAKOĞLU’NU ANMAK -III- | Yaylaların Işığı: Bir Valinin Vatandaşla İmtihanı.
Ekleme
Tarihi: 27 Ekim 2025 -Pazartesi
KÜLTÜR YAZILARI... BİR VALİNİN İZİNDE: SABAHATTİN ÇAKMAKOĞLU’NU ANMAK -II- |26.10.2025 | HİLMİ DULKADİR
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.