TOLGAGÖKÇELİ
TOLGAGÖKÇELİ
Hilmi Dulkadir
Köşe Yazarı
Hilmi Dulkadir
 

BİR VALİNİN İZİNDE: SABAHATTİN ÇAKMAKOĞLU’NU ANMAK -III - | 31.10.2025| HİLMİ DULKADİR |

• Yaylaların Işığı: Bir Valinin Vatandaşla İmtihanı •        Sabahattin Çakmakoğlu, Mersin'i anlatırken denizin mavisiyle değil, yaylaların yemyeşil serinliğiyle de bezeli bir tablo çizerdi.        Bahsettiği Akdeniz sahili ve çevresinde yaşayan insanlar, yaz aylarını kaplayan bunaltıcı sıcak ve nemden uzaklaşmak için kendilerini bu ferahlatıcı yaylaların kucağına atarlardı. Bu yaylalar, neredeyse yarım yılı kapsayan uzun bir yaşam alanı olma özelliği taşıyordu.        Mersin'in bu anlamda sayısız cennet köşesi vardı ve bölge halkı için yaylaya çıkmak, bir gelenekten öte bir ihtiyaçtı.        Mersin'e yakın Gözne ve Fındıkpınarı, Tarsus'a yakın ve eski adıyla Namrun olarak bilinen Çamlıyayla gibi yerleşimler, artık yazın değil, sürekli yaşanan yerler haline gelmişti. Ancak bunlar sadece bir başlangıçtı.        Çakmakoğlu'nun hafızasında, Mersin'den Ayva Gediği, Kızılbağ, Soğucak; Tarsus'tan Gülek, Sebil; Erdemli'den Sorgun, Güzeloluk; Silifke'den Balandız; Gülnar'dan Bardat, Kozağaç; Anamur'dan Kaş ve Köşekbükü gibi onlarca yayla, her biri ayrı bir hikâyenin mekânı olarak yer etmişti.        Ancak, bu güzelliklerin gölgesinde, halkın temel bir derdi vardı: Elektriksizlik.        Çakmakoğlu, yaylalara yaptığı ziyaretlerde, orada yaşayan insanların "Bizi öylece yaşamaya terk etmişler" şeklindeki sızlanmaları ve şikayetleriyle karşılaşıyordu. Bu durum, onun için sıradan bir altyapı meselesi olmanın ötesinde, bir vicdan ve hizmet yükümlülüğüydü. Bu meseleyi kökünden çözme kararı orada, o sızlanmaları duyduğu an şekillenmişti.        Bu serinletici mekanlar, aslında sahile yakın mesafelerde yükselen dağların eteklerine, yamaçlarına ve sırtlarına kurulmuştu.  Çakmakoğlu, her yıl tekrar eden bu eksikliği gidermek ve yaylaları da modern hayatın nimetlerinden olan elektriğe kavuşturmak için bir çalışma başlattı. Amacı, Elektrik İdaresi'ne, bu yaylaların da en az diğer yerleşim birimleri kadar önemli ve kalıcı olduğunu kabul ettirmekti. Karşı çıkan yetkililere, ısrarla ve ikna edici gerekçelerle cevap verdi: "Uzun yaz mevsimi boyunca deniz kenarı nüfusunun büyük çoğunluğu burada yaşıyor. Bu durum, oraların da en az 5-6 ay boyunca birer yerleşim yeri olduğunu göstermez mi?"        Onun bu kararlı duruşu ve "Aydınlatmada ve mutfaklarının ateşi gibi olma vasıtası elektrikten bu çağda artık onları mahrum edemezsiniz," anlamındaki sözleri nihayet kabul gördü.        Çukurova Elektrik A.Ş. (ÇEAŞ), bu güzelim yaylalara elektrik hattı çekmek için harekete geçti.        Bu başarı, yaylalarda yaşayan halkı sevindiren ve memnun eden bir sonuç olmuştu. Çakmakoğlu ise, bu işin ardından yaşanan rahatlık ve huzuru, kendi içinde derinden hissediyordu.        Bu, onun için bir projenin halkına verdiği sözü tutmanın ve onların hayatına dokunmanın tarifsiz huzuruydu…. • 02.11.2025 | BİR VALİNİN İZİNDE: SABAHATTİN ÇAKMAKOĞLU’NU ANMAK -IV- | Köylerin Nabzını Tutmak: Su ve Yol Mücadelesi.
Ekleme Tarihi: 31 Ekim 2025 -Cuma

BİR VALİNİN İZİNDE: SABAHATTİN ÇAKMAKOĞLU’NU ANMAK -III - | 31.10.2025| HİLMİ DULKADİR |


Yaylaların Işığı: Bir Valinin Vatandaşla İmtihanı

       Sabahattin Çakmakoğlu, Mersin'i anlatırken denizin mavisiyle değil, yaylaların yemyeşil serinliğiyle de bezeli bir tablo çizerdi.
       Bahsettiği Akdeniz sahili ve çevresinde yaşayan insanlar, yaz aylarını kaplayan bunaltıcı sıcak ve nemden uzaklaşmak için kendilerini bu ferahlatıcı yaylaların kucağına atarlardı. Bu yaylalar, neredeyse yarım yılı kapsayan uzun bir yaşam alanı olma özelliği taşıyordu.
       Mersin'in bu anlamda sayısız cennet köşesi vardı ve bölge halkı için yaylaya çıkmak, bir gelenekten öte bir ihtiyaçtı.
       Mersin'e yakın Gözne ve Fındıkpınarı, Tarsus'a yakın ve eski adıyla Namrun olarak bilinen Çamlıyayla gibi yerleşimler, artık yazın değil, sürekli yaşanan yerler haline gelmişti. Ancak bunlar sadece bir başlangıçtı.
       Çakmakoğlu'nun hafızasında, Mersin'den Ayva Gediği, Kızılbağ, Soğucak; Tarsus'tan Gülek, Sebil; Erdemli'den Sorgun, Güzeloluk; Silifke'den Balandız; Gülnar'dan Bardat, Kozağaç; Anamur'dan Kaş ve Köşekbükü gibi onlarca yayla, her biri ayrı bir hikâyenin mekânı olarak yer etmişti.
       Ancak, bu güzelliklerin gölgesinde, halkın temel bir derdi vardı: Elektriksizlik.
       Çakmakoğlu, yaylalara yaptığı ziyaretlerde, orada yaşayan insanların "Bizi öylece yaşamaya terk etmişler" şeklindeki sızlanmaları ve şikayetleriyle karşılaşıyordu. Bu durum, onun için sıradan bir altyapı meselesi olmanın ötesinde, bir vicdan ve hizmet yükümlülüğüydü. Bu meseleyi kökünden çözme kararı orada, o sızlanmaları duyduğu an şekillenmişti.
       Bu serinletici mekanlar, aslında sahile yakın mesafelerde yükselen dağların eteklerine, yamaçlarına ve sırtlarına kurulmuştu. 
Çakmakoğlu, her yıl tekrar eden bu eksikliği gidermek ve yaylaları da modern hayatın nimetlerinden olan elektriğe kavuşturmak için bir çalışma başlattı. Amacı, Elektrik İdaresi'ne, bu yaylaların da en az diğer yerleşim birimleri kadar önemli ve kalıcı olduğunu kabul ettirmekti. Karşı çıkan yetkililere, ısrarla ve ikna edici gerekçelerle cevap verdi: "Uzun yaz mevsimi boyunca deniz kenarı nüfusunun büyük çoğunluğu burada yaşıyor. Bu durum, oraların da en az 5-6 ay boyunca birer yerleşim yeri olduğunu göstermez mi?"
       Onun bu kararlı duruşu ve "Aydınlatmada ve mutfaklarının ateşi gibi olma vasıtası elektrikten bu çağda artık onları mahrum edemezsiniz," anlamındaki sözleri nihayet kabul gördü.
       Çukurova Elektrik A.Ş. (ÇEAŞ), bu güzelim yaylalara elektrik hattı çekmek için harekete geçti.
       Bu başarı, yaylalarda yaşayan halkı sevindiren ve memnun eden bir sonuç olmuştu. Çakmakoğlu ise, bu işin ardından yaşanan rahatlık ve huzuru, kendi içinde derinden hissediyordu.
       Bu, onun için bir projenin halkına verdiği sözü tutmanın ve onların hayatına dokunmanın tarifsiz huzuruydu….

02.11.2025 | BİR VALİNİN İZİNDE: SABAHATTİN ÇAKMAKOĞLU’NU ANMAK -IV- | Köylerin Nabzını Tutmak: Su ve Yol Mücadelesi.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve mersindesonhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.