SİTESOL1
SİTESAĞ1
Hilmi Dulkadir
Köşe Yazarı
Hilmi Dulkadir
 

KÜLTÜR YAZILARI... PAZARTESİ-PERŞEMBE BULUŞMALARI | 39 | 25.09.2025

  Manas Destanı’nda Doğum, Toplumsal Ritüeller ve Kültürel Kodlar-II • Giriş:      Türk destan geleneğinin şaheseri ve Kırgız milli kimliğinin temel taşlarından biri olan Manas Destanı (Radloff, 2017), savaş ve kahramanlık anlatılarının ötesinde, içinde barındırdığı zengin kültürel ve sosyolojik verilerle de bir hazine değeri taşımaktadır.       Wilhelm Radloff’un derlemesi, bu verilerin sistematik bir şekilde incelenebilmesi için kritik bir kaynaktır.       Naciye Yıldız’ın bu devasa metni titizlikle tahlil ettiği eser, destandaki pek çok geleneksel unsur gibi doğum ve doğumla bağlantılı ritüellere dair derinlemesine bir bakış sunmaktadır.       Bu çalışma, Yıldız’ın tespitlerinden hareketle, Manas Destanı’nda yer alan doğum motiflerini, bu sürece eşlik eden pratikleri ve nihayetinde toplumsal bir şölene dönüşen “toy”un işlevini, destanın kültürel kodlarını çözümlemek amacıyla iki ana bölümde incelenecektir. • BÖLÜM 1: Manas Destanı'nda Doğum Motifleri ve Ritüelleri:      Destanda, kahramanların doğumları ile ilgili tespitlerimizi ele aldığımızda, Manas'ın özellikleri sayılırken; “Anadan canı düştüğünde, / Koyun bağrı gibi kara kan, / Sağ elinde bulunan, / Göz kapağı yüksek, kaşı alçak, / Gözü kızıl, yüzü sarı / Kanlı doğan Er Manas” denmektedir (Metin I-II, R., s. 142-143) [1].       Abdülkadir İnan'ın bu konudaki değerlendirmesi, “Büyük kahramanlar, avuçlarında kan tutup doğarlar” [2] şeklindedir; ancak Manas Destanı'nda ikinci dereceden kahramanlar olan Acı Bay ile Alman Bet'in çocuklarının doğumu da benzer şekildedir;  • “Manas'ın oğlu Semetey, /  Attan indiğinde, /  İki kadın doğurdu, /  Bir bala kul avuçlayıp düştü, /  Bir bala kan avuçlayıp düştü.” (Metin I-II, R., s.317-318/189-194) [3].      Bu balalardan kan avuçlayıp doğanı, destanda Semetey'e ihanet eden olumsuz bir kişi oluşturmaktadır.       Dolayısıyla kan avuçlayıp doğma motifinin sadece büyük ve olumlu kahramanlara ait olmadığı, fakat olağanüstü bir kaderi ve karakteri işaret etmek için kullanıldığı anlaşılmaktadır.       Destanlarda yer alan bu kan veya kül ile doğma motifine bağlı olarak, kahramanlar “Ad Verme” konusunda da üzerinde durulduğu gibi, doğuşlarında avuçlarında bulunan maddeye göre isim almaktadırlar.      Manas Destanı'nda kahramanların doğuş sürelerini dikkate aldığımızda, olağanüstülük bir kez daha karşımıza çıkar.  “Kanıkey on ayları bittiğinde” (Metin I-II, R., s.285/179) [4]  Semetey'i doğurur. Seytek'in doğumu ise,  “Aydan aydan ay geçip /  Ay on iki ay, yıl oldu, /  - Günden günden gün geçip /  Gün on iki ay yıl oldu, /  Ay Çörök erkek doğurmuş değil mi?” (Metin I-II, R., s.354/1427-1432) [5] mısralarında gördüğümüz gibi on iki ayda gerçekleşmektedir.       Bu süreler, kahramanların olağan dışı sürelerde doğduklarını, doğumlarındaki bu farklılığın onların diğer sıradan insanlardan ayrıldığının bir göstergesi olduğunu ortaya koymaktadır. Alman Bet'in annesine,  • “On iki aylar götüren /  Omurganı sızlattım, /  Dar kursağını gevşettim, /  Taş memeni boşalttım.” (s.342) [6] şeklindeki hitabı, bu tespitimizi kuvvetlendirmektedir; Alman Bet de on iki ayda doğmuştur.      Destanda doğumla ilgili bir başka motif de Kanikey'in Semetey'i doğurmasını anlatan,  "Han balası Kanikey, /  On ayları bittiğinde, /  Altından açayı, ces bakanı /  Kanikey dalgalandırdı, /  Balanın sesi yüksek çıktı, /  Şöhreti yere çabucak yayıldı." (Metin I-II, R., s.285/178-184) [7] mısralarında karşımıza çıkan doğum direğidir.       Bu mısralarda yer alan ‘ces bakan’, bakır bir direktir. Bunun üstündeki ‘altın aça’ ise altından yapılmış çapraz bir alettir. Göçebe-savaşçı Kırgızların adetine göre kadınlar, doğum sırasında diz çökerler, yukarı kaldırdıkları kolları ile bu çapraz aletten kuvvet alarak doğumu gerçekleştirirler.       Yukarıdaki mısralarda Kanikey'in doğum sancısıyla bu direği sallandırması, destandaki en gerçekçi doğum tasvirlerinden birini oluşturmaktadır. Doğumdan sonraki pratik işler,  • “Atanın doğuverdiği yer nerde, botom? /  Ananın doğuverdiği yer nerde, botom? /  Kindik kesilen yer nerde, botom? /  Kiri yıkanan yer nerde, botom?” (Metin I-II, R., s.59/1800-1804) [8]  ve  “Kindiğini kendim keseyim deyip /  Kirini kendim yıkayayım deyip,” (Metin I-II, R., s.285/172-174) [9] mısralarında gördüğümüz gibi, göbeğin kesilmesi ve bebeğin yıkanmasıdır; ancak, destanda bu işlemlerin nasıl yapıldığına dair ayrıntılı ifadelerle karşılaşmamaktayız.  Kamikey'in bala doğurmasından sonra,  • "Soruk'un kızı Akılay, /  Koşup gelip girdi, /  Kindiğini kendim keseyim demiş, /  Kirini kendim yıkayayım demiş," (Metin I-II, R., s.285/170-174) [10]  Ay çörök'ün bala doğurmasından sonra da “Kadınlar balaya vardı.” (Metin I-II, R., s.354/1442) [11] ifadeleri, kadınların yeni doğan bebek ile anneyi ziyaret ettikleri ve bu sırada pratik yardımlarda bulundukları lohusa ziyareti geleneğini göstermektedir. Ancak bu ziyaretin detayları ve başka hangi pratikleri içerdiği destanda açıkça belirtilmemektedir.      Destanda, çocuğun doğumundan sonraki en önemli aşama, düzenlenen toy yani şölendir. Bu şölenler esasen bir kutlama olmayıp, aynı zamanda toplumsal, siyasi ve sembolik anlamlar taşıyan olaylardır. • DİPNOT ve Sayfa numaraları  [1]: Yıldız, 2017, s. 341. [2]: Abdülkadir İnan, “Türk Destanlarına Genel bir Bakış”, Makaleler ve İncelemeler, s.235. (Yıldız, 2017, s. 341'den aktarılmıştır). [3]: Yıldız, 2017, s. 341. [4]: Yıldız, 2017, s. 341. [5]: Yıldız, 2017, s. 341. [6]: Yıldız, 2017, s. 342. [7]: Yıldız, 2017, s. 342. [8]: Yıldız, 2017, s. 342. [9]: Yıldız, 2017, s. 342. [10]: Yıldız, 2017, s. 343. [11]: Yıldız, 2017, s. 343. • Kaynakça Radloff, W. (2017). Manas destanı ve Kırgız kültürü ile ilgili tespit ve tahliller (2. b.). (N. Yıldız, Dü.) Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Dil Kurumu Yayınları: 623. • |PAZARTESİ-PERŞEMBE BULUŞMALARI | 40| 29.09.2025 | Manas Destanı’nda Doğum, Toplumsal Ritüeller ve Kültürel Kodlar-III
Ekleme Tarihi: 25 Eylül 2025 -Perşembe

KÜLTÜR YAZILARI... PAZARTESİ-PERŞEMBE BULUŞMALARI | 39 | 25.09.2025

 
Manas Destanı’nda Doğum, Toplumsal Ritüeller ve Kültürel Kodlar-II
Giriş:
     Türk destan geleneğinin şaheseri ve Kırgız milli kimliğinin temel taşlarından biri olan Manas Destanı (Radloff, 2017), savaş ve kahramanlık anlatılarının ötesinde, içinde barındırdığı zengin kültürel ve sosyolojik verilerle de bir hazine değeri taşımaktadır. 
     Wilhelm Radloff’un derlemesi, bu verilerin sistematik bir şekilde incelenebilmesi için kritik bir kaynaktır. 
     Naciye Yıldız’ın bu devasa metni titizlikle tahlil ettiği eser, destandaki pek çok geleneksel unsur gibi doğum ve doğumla bağlantılı ritüellere dair derinlemesine bir bakış sunmaktadır. 
     Bu çalışma, Yıldız’ın tespitlerinden hareketle, Manas Destanı’nda yer alan doğum motiflerini, bu sürece eşlik eden pratikleri ve nihayetinde toplumsal bir şölene dönüşen “toy”un işlevini, destanın kültürel kodlarını çözümlemek amacıyla iki ana bölümde incelenecektir.
BÖLÜM 1: Manas Destanı'nda Doğum Motifleri ve Ritüelleri:
     Destanda, kahramanların doğumları ile ilgili tespitlerimizi ele aldığımızda, Manas'ın özellikleri sayılırken; “Anadan canı düştüğünde, / Koyun bağrı gibi kara kan, / Sağ elinde bulunan, / Göz kapağı yüksek, kaşı alçak, / Gözü kızıl, yüzü sarı / Kanlı doğan Er Manas” denmektedir (Metin I-II, R., s. 142-143) [1]. 
     Abdülkadir İnan'ın bu konudaki değerlendirmesi, “Büyük kahramanlar, avuçlarında kan tutup doğarlar” [2] şeklindedir; ancak Manas Destanı'nda ikinci dereceden kahramanlar olan Acı Bay ile Alman Bet'in çocuklarının doğumu da benzer şekildedir; 
“Manas'ın oğlu Semetey, / 
Attan indiğinde, / 
İki kadın doğurdu, / 
Bir bala kul avuçlayıp düştü, / 
Bir bala kan avuçlayıp düştü.” (Metin I-II, R., s.317-318/189-194) [3].
     Bu balalardan kan avuçlayıp doğanı, destanda Semetey'e ihanet eden olumsuz bir kişi oluşturmaktadır. 
     Dolayısıyla kan avuçlayıp doğma motifinin sadece büyük ve olumlu kahramanlara ait olmadığı, fakat olağanüstü bir kaderi ve karakteri işaret etmek için kullanıldığı anlaşılmaktadır. 
     Destanlarda yer alan bu kan veya kül ile doğma motifine bağlı olarak, kahramanlar “Ad Verme” konusunda da üzerinde durulduğu gibi, doğuşlarında avuçlarında bulunan maddeye göre isim almaktadırlar.
     Manas Destanı'nda kahramanların doğuş sürelerini dikkate aldığımızda, olağanüstülük bir kez daha karşımıza çıkar. 
“Kanıkey on ayları bittiğinde” (Metin I-II, R., s.285/179) [4] 
Semetey'i doğurur. Seytek'in doğumu ise, 
“Aydan aydan ay geçip / 
Ay on iki ay, yıl oldu, / 
-
Günden günden gün geçip / 
Gün on iki ay yıl oldu, / 
Ay Çörök erkek doğurmuş değil mi?” (Metin I-II, R., s.354/1427-1432) [5] mısralarında gördüğümüz gibi on iki ayda gerçekleşmektedir. 
     Bu süreler, kahramanların olağan dışı sürelerde doğduklarını, doğumlarındaki bu farklılığın onların diğer sıradan insanlardan ayrıldığının bir göstergesi olduğunu ortaya koymaktadır. Alman Bet'in annesine,
 •
“On iki aylar götüren / 
Omurganı sızlattım, / 
Dar kursağını gevşettim, / 
Taş memeni boşalttım.” (s.342) [6] şeklindeki hitabı, bu tespitimizi kuvvetlendirmektedir; Alman Bet de on iki ayda doğmuştur.
     Destanda doğumla ilgili bir başka motif de Kanikey'in Semetey'i doğurmasını anlatan, 
"Han balası Kanikey, / 
On ayları bittiğinde, / 
Altından açayı, ces bakanı / 
Kanikey dalgalandırdı, / 
Balanın sesi yüksek çıktı, / 
Şöhreti yere çabucak yayıldı." (Metin I-II, R., s.285/178-184) [7] mısralarında karşımıza çıkan doğum direğidir. 
     Bu mısralarda yer alan ‘ces bakan’, bakır bir direktir. Bunun üstündeki ‘altın aça’ ise altından yapılmış çapraz bir alettir. Göçebe-savaşçı Kırgızların adetine göre kadınlar, doğum sırasında diz çökerler, yukarı kaldırdıkları kolları ile bu çapraz aletten kuvvet alarak doğumu gerçekleştirirler. 
     Yukarıdaki mısralarda Kanikey'in doğum sancısıyla bu direği sallandırması, destandaki en gerçekçi doğum tasvirlerinden birini oluşturmaktadır.
Doğumdan sonraki pratik işler, 
“Atanın doğuverdiği yer nerde, botom? / 
Ananın doğuverdiği yer nerde, botom? / 
Kindik kesilen yer nerde, botom? / 
Kiri yıkanan yer nerde, botom?” (Metin I-II, R., s.59/1800-1804) [8] 
ve 
“Kindiğini kendim keseyim deyip / 
Kirini kendim yıkayayım deyip,” (Metin I-II, R., s.285/172-174) [9] mısralarında gördüğümüz gibi, göbeğin kesilmesi ve bebeğin yıkanmasıdır; ancak, destanda bu işlemlerin nasıl yapıldığına dair ayrıntılı ifadelerle karşılaşmamaktayız. 
Kamikey'in bala doğurmasından sonra, 
"Soruk'un kızı Akılay, / 
Koşup gelip girdi, / 
Kindiğini kendim keseyim demiş, / 
Kirini kendim yıkayayım demiş," (Metin I-II, R., s.285/170-174) [10] 
Ay çörök'ün bala doğurmasından sonra da “Kadınlar balaya vardı.” (Metin I-II, R., s.354/1442) [11] ifadeleri, kadınların yeni doğan bebek ile anneyi ziyaret ettikleri ve bu sırada pratik yardımlarda bulundukları lohusa ziyareti geleneğini göstermektedir. Ancak bu ziyaretin detayları ve başka hangi pratikleri içerdiği destanda açıkça belirtilmemektedir.
     Destanda, çocuğun doğumundan sonraki en önemli aşama, düzenlenen toy yani şölendir. Bu şölenler esasen bir kutlama olmayıp, aynı zamanda toplumsal, siyasi ve sembolik anlamlar taşıyan olaylardır.
DİPNOT ve Sayfa numaraları 
[1]: Yıldız, 2017, s. 341. [2]: Abdülkadir İnan, “Türk Destanlarına Genel bir Bakış”, Makaleler ve İncelemeler, s.235. (Yıldız, 2017, s. 341'den aktarılmıştır). [3]: Yıldız, 2017, s. 341. [4]: Yıldız, 2017, s. 341. [5]: Yıldız, 2017, s. 341. [6]: Yıldız, 2017, s. 342. [7]: Yıldız, 2017, s. 342. [8]: Yıldız, 2017, s. 342. [9]: Yıldız, 2017, s. 342. [10]: Yıldız, 2017, s. 343. [11]: Yıldız, 2017, s. 343.
Kaynakça
Radloff, W. (2017). Manas destanı ve Kırgız kültürü ile ilgili tespit ve tahliller (2. b.). (N. Yıldız, Dü.) Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Dil Kurumu Yayınları: 623.
|PAZARTESİ-PERŞEMBE BULUŞMALARI | 40| 29.09.2025 | Manas Destanı’nda Doğum, Toplumsal Ritüeller ve Kültürel Kodlar-III
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve mersindesonhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.