Hilmi Dulkadir
Köşe Yazarı
Hilmi Dulkadir
 

KÜLTÜR YAZILARI... SARIKAMIŞ’IN SESSİZ KAHRAMANI: TÜRK ANASININ YÜREĞİ

•        111 yıl önce bugün… Allahuekber Dağları’nda bir destan yazıldı. Bölgeye kar değil, iman yağıyordu. Soğuk değil, vatan aşkı donduruyordu bedenleri. Şehitlerimizi rahmet, gazilerimizi minnetle yâd ediyoruz. Ruhları şâd, mekânları cennet olsun. • BU SAVAŞ NASIL KAZANILDI?.. BEN SİZLERE KENDİ TESPİTİMLE CEPHE GERİSİNİ ANLATAYIM: •        Savaş, cephenin ardındaki köylerde, evlerde, bir annenin yüreğinde kazanıldı. İşte size, bizzat 9 Ağustos 1987’de Kars’a gidip, gözlerinin içine bakarak, elini tutarak bir gaziden derlediğim ve “Kars Günlüğü” adlı kitabımda (s.28) ebedileştirdiğim bir gerçek hikâye: • HALİT PAŞA’NIN HİÇ UNUTAMADIĞI ANI: “ANA, KAPIYI AÇ!” •        Kars’ın Darboğaz köyünde, 1315 (1899) doğumlu Gazi “Demir Cengiz” anlatıyor. Kendisi, “Deli” lakaplı efsanevi komutan “Halit Paşa” ile omuz omuza savaşmış bir nefer. Bir gün Halit Paşa, askerlerini toplar ve gözleri dolarak şu olayı nakleder: •        “Bir tarihte ağır yaralanmıştım. Hastaneye kaldırdılar. Kendime gelir gelmez, ‘Bu şehirde anam var, onun yanında iyileşeyim’ diye ayrılmak istedim. İzin verdiler. Eve, anamın kapısına geldim. Çaldım:        Anam seslendi: ‘Kimsin?’        ‘Ana, benim. Yaralandım, seni görmeye geldim.’        Sessizlik oldu. Sonra anamın sesi, bir çelik yay gibi gerilerek geldi:        ‘Sen benim evladım değilsin! Madem yaralandın, devletin hastanesinden niye çıktın? Sen vatanı kurtardın mı da yanıma geliyorsun? Şimdi doğru hastaneye git. Yarın ben gelip seni göreceğim. Şimdi git… Kapıyı sana asla açmam.’        Halit Paşa, o anı anlatırken ağlıyordu: “Ana, niye açmıyorsun, seni özledim!” diye yalvardım ama dinletemedim. Benim anam, vatan kurtulmadan evinde yatmamı istemiyordu.” •        İşte bu, Türk anasının iradesidir. O, evladını bağrına basmak için değil, vatana kurban etmek için doğurmuştur. Onun sevgisi, şefkati sınırsızdır; ama vatan sevgisi, hepsinden üstündür. • Paşa’nın İki Tabancası: Namuslu ve Namussuz: •        Gazi Demir Cengiz, Halit Paşa’nın diğer bir emrini de şöyle nakletti:        “Ermenilerden iki küçük yetim çocuk getirdiler. Paşa, ‘Bunları koruyun, günahtır’ dedi.        Bir gün de bizi topladı. Sağ elini tabancasının üzerine koydu: ‘Bu namusludur,’ dedi. Sol elini diğer tabancaya götürdü: ‘Bu da namussuzdur. Ermeni kadınına, kızına yaklaşan olursa, bu namussuz tabancayla vururum.’        İşte bu bir emir olmaktan çıkıyor, bir medeniyetin manifestosu oluyordu.         Bizim ordumuz, düşmanı karşısına almıyor, zulmü de namussuzluğu da yenmek için savaşıyor. Böylece, zafer, silahın gücüyle değil, “insanlığın, merhametin ve dürüstlüğün gücüyle” kazanılıyordu… • 111 YIL SONRA BİZE DÜŞEN •        Bugün, Sarıkamış’ta donarak şehit düşen ninelerimizin, dedelerimizin ve onları cepheye “Vatanı kurtarmadan gelme!” diye uğurlayan Türk analarının ruhuna borcumuz var.        Onlar, tepelere değil, tarihe ve vicdanımıza da bir anıt diktiler. Bu anıt, “fedakârlık, vefa ve sarsılmaz bir irade” anıtıdır.        Ruhunuz şad olsun, aziz şehitler. Sizler, bu toprağın her karışında, bir Türk anasının yüreğinde, bir Halit Paşa’nın namuslu bakışında yaşıyorsunuz. (Dulkadir, 1977). • #Sarıkamış #SarıkamışŞehitleri #TürkAnası #HilmiDulkadir #KarsGünlüğü #Tarih #Vatan #Millet #ŞehitlerÖlmezVatanBölünmez • Kaynakça: Dulkadir, H. (1977). Kars Günlüğü - Tarih-Folklor-Halk Edebiyatı Araştırmaları (Çağlar Ofset b.).
Ekleme Tarihi: 23 Aralık 2025 -Salı

KÜLTÜR YAZILARI... SARIKAMIŞ’IN SESSİZ KAHRAMANI: TÜRK ANASININ YÜREĞİ



       111 yıl önce bugün… Allahuekber Dağları’nda bir destan yazıldı. Bölgeye kar değil, iman yağıyordu. Soğuk değil, vatan aşkı donduruyordu bedenleri. Şehitlerimizi rahmet, gazilerimizi minnetle yâd ediyoruz. Ruhları şâd, mekânları cennet olsun.

BU SAVAŞ NASIL KAZANILDI?.. BEN SİZLERE KENDİ TESPİTİMLE CEPHE GERİSİNİ ANLATAYIM:

       Savaş, cephenin ardındaki köylerde, evlerde, bir annenin yüreğinde kazanıldı. İşte size, bizzat 9 Ağustos 1987’de Kars’a gidip, gözlerinin içine bakarak, elini tutarak bir gaziden derlediğim ve “Kars Günlüğü” adlı kitabımda (s.28) ebedileştirdiğim bir gerçek hikâye:

HALİT PAŞA’NIN HİÇ UNUTAMADIĞI ANI: “ANA, KAPIYI AÇ!”

       Kars’ın Darboğaz köyünde, 1315 (1899) doğumlu Gazi “Demir Cengiz” anlatıyor. Kendisi, “Deli” lakaplı efsanevi komutan “Halit Paşa” ile omuz omuza savaşmış bir nefer. Bir gün Halit Paşa, askerlerini toplar ve gözleri dolarak şu olayı nakleder:

       “Bir tarihte ağır yaralanmıştım. Hastaneye kaldırdılar. Kendime gelir gelmez, ‘Bu şehirde anam var, onun yanında iyileşeyim’ diye ayrılmak istedim. İzin verdiler. Eve, anamın kapısına geldim. Çaldım:
       Anam seslendi: ‘Kimsin?’
       ‘Ana, benim. Yaralandım, seni görmeye geldim.’
       Sessizlik oldu. Sonra anamın sesi, bir çelik yay gibi gerilerek geldi:
       ‘Sen benim evladım değilsin! Madem yaralandın, devletin hastanesinden niye çıktın? Sen vatanı kurtardın mı da yanıma geliyorsun? Şimdi doğru hastaneye git. Yarın ben gelip seni göreceğim. Şimdi git… Kapıyı sana asla açmam.’
       Halit Paşa, o anı anlatırken ağlıyordu: “Ana, niye açmıyorsun, seni özledim!” diye yalvardım ama dinletemedim. Benim anam, vatan kurtulmadan evinde yatmamı istemiyordu.”

       İşte bu, Türk anasının iradesidir. O, evladını bağrına basmak için değil, vatana kurban etmek için doğurmuştur. Onun sevgisi, şefkati sınırsızdır; ama vatan sevgisi, hepsinden üstündür.

Paşa’nın İki Tabancası: Namuslu ve Namussuz:

       Gazi Demir Cengiz, Halit Paşa’nın diğer bir emrini de şöyle nakletti:
       “Ermenilerden iki küçük yetim çocuk getirdiler. Paşa, ‘Bunları koruyun, günahtır’ dedi.
       Bir gün de bizi topladı. Sağ elini tabancasının üzerine koydu: ‘Bu namusludur,’ dedi. Sol elini diğer tabancaya götürdü: ‘Bu da namussuzdur. Ermeni kadınına, kızına yaklaşan olursa, bu namussuz tabancayla vururum.’
       İşte bu bir emir olmaktan çıkıyor, bir medeniyetin manifestosu oluyordu. 
       Bizim ordumuz, düşmanı karşısına almıyor, zulmü de namussuzluğu da yenmek için savaşıyor. Böylece, zafer, silahın gücüyle değil, “insanlığın, merhametin ve dürüstlüğün gücüyle” kazanılıyordu…

111 YIL SONRA BİZE DÜŞEN

       Bugün, Sarıkamış’ta donarak şehit düşen ninelerimizin, dedelerimizin ve onları cepheye “Vatanı kurtarmadan gelme!” diye uğurlayan Türk analarının ruhuna borcumuz var.
       Onlar, tepelere değil, tarihe ve vicdanımıza da bir anıt diktiler. Bu anıt, “fedakârlık, vefa ve sarsılmaz bir irade” anıtıdır.
       Ruhunuz şad olsun, aziz şehitler. Sizler, bu toprağın her karışında, bir Türk anasının yüreğinde, bir Halit Paşa’nın namuslu bakışında yaşıyorsunuz. (Dulkadir, 1977).

#Sarıkamış #SarıkamışŞehitleri #TürkAnası #HilmiDulkadir #KarsGünlüğü #Tarih #Vatan #Millet #ŞehitlerÖlmezVatanBölünmez

Kaynakça: Dulkadir, H. (1977). Kars Günlüğü - Tarih-Folklor-Halk Edebiyatı Araştırmaları (Çağlar Ofset b.).

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve mersindesonhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.