Vefatının 87. Yılında Saygıyla Andığımız Atatürk'ün Şahsında Vücut Bulan Kuvayi Milliye Ruhu, Esaret Altındaki Tüm Milletlere Şu Dersi Verdi: İnanç ve İrade Birleştiğinde, En Güçlü Zulüm Çarkları Dahi Parçalanır.
*
| PAZARTESİ-PERŞEMBE BULUŞMALARI | 51 | 10.11.2025 | Humma’i Nifasâ [Loğusalık Humması] Albastı- Alkarısı-V-|
Bu çalışmada yer alan bazı çözümlemeler, (Gülcan, 1987) kaynakçada belirtilen saha derleme eserinden elde edilen halk anlatıları ve kültürel betimlemelerden hareketle oluşturulmuştur. İlgili içerikler doğrudan alıntı niteliği taşımamakta olup, akademik amaçla yorumlanmıştır.
*
Albastı ile Mücadelede Törensel (Ritüelistik) Yaklaşımlar
*
Araştırmamızın bu bölümünde, Albastı inanışı çerçevesinde geliştirilmiş olan tedavi pratiklerini inceleyeceğiz. Bu pratikler, halk kültürünün hastalık ve şifayı nasıl algıladığını ve bu algıyı nasıl somut ritüellere dönüştürdüğünü göstermesi bakımından oldukça değerlidir.
İncelenen metne göre, Albastı'ya karşı başvurulan ilk yöntemlerden biri “silah patlatma”dır. Bu ritüelde, loğusa kadının bulunduğu evin avlusunda bir silah patlatılır. Hastanın bu sese ürpererek tepki vermesi, iyileşeceğine işaret sayılırken; tepkisiz kalması ise ölümünün kaçınılmaz olduğu şeklinde yorumlanır. Bu uygulama, iki temel işleve sahiptir. Birincisi, ani ve yüksek bir sesin oluşturduğu şok etkisiyle, hastayı içinde bulunduğu patolojik veya trans benzeri durumdan çıkarmayı amaçlayan fiziksel bir müdahaledir. İkincisi ve belki de daha önemlisi, bu bir teşhis yöntemidir. Hastanın verdiği fizyolojik tepki, hastalığın seyri hakkında bir “ön tahmin” sunar; umut ve umutsuzluk arasındaki çizgi, bu tek tepkiye bağlanır.
Bir diğer karmaşık ve düzenli ritüel ise Karaman Hocamahmut Mahallesindeki "Albastı Çeşmesi" (diğer adıyla Allı Çeşme) etrafında şekillenir. Bu çeşme, sınanmış ve kutsal kabul edilen bir mekân olarak karşımıza çıkar. Ritüelin adımları incelendiğinde, bunun sıradan bir uygulamadan ziyade, profan (gündelik) alandan kutsal bir alana geçişi simgeleyen tam bir arınma töreni olduğu görülür:
a. Abdest Alma ve Namaz Kılma: Bu ilk adım, bireyi manevi olarak temizleyerek ve niyet ederek ritüele hazırlar. Bu durum, uygulamanın büyüsel olduğu gibi, aynı zamanda dini çerçeveye de oturtulduğunu gösterir.
b. Üç Avuç Su İçmek: Su, evrensel bir arınma ve şifa sembolüdür. Üç sayısı ise birçok kültürde olduğu gibi, burada da kutsal ve tamamlayıcı bir anlam taşır. Bu eylemle hem fiziksel hem de ruhsal bir temizlik hedeflenir.
c. Küpün İçine Bakma: Ritüelin en gizemli aşamalarından biridir. Küpün içinde ne görüldüğü belirtilmemekle birlikte, bu eylemin bir tür kehanet veya hastanın kaderine/içsel durumuna dair bir yansıma arayışı olduğu düşünülebilir.
d. Kitabeye Yumurta Çarpma: Bereket ve yeni hayatın sembolü olan yumurta, doğumu olumsuz etkileyen bir varlığa karşı silah olarak kullanılır. Çarpma eylemi ise Albastı’nın etkisini kırma veya onu uzaklaştırma amacı taşır.
Metinde dikkat çeken bir diğer nokta, Albastı kavramının loğusalıkla sınırlandırılmamış olmasıdır. Menopoz dönemindeki kadınlarda görülen fiziksel rahatsızlıkların (aşırı sıcak basması, kaşıntı, kızarıklıklar) da "Albastı" olarak isimlendirilmesi, bu hastalık algısının kadın fizyolojisinin farklı evrelerini kapsayacak şekilde genişletildiğini göstermektedir. Bu durumdaki kadınlar da benzer bir şekilde, aynı kutsal çeşmeden gün doğmadan getirilen su ile yıkanarak şifa ararlar. Gün doğmadan yapılması, ritüelin saflığını ve etkinliğini artıran bir unsurdur.
Bu bölümde ele alınan pratikler göz önüne alındığında, Albastı ile mücadelenin, basit bir inançtan ziyade, derin bir sembolizme ve belirli bir düzene dayalı uygulamalar bütünü olduğunu ortaya koymaktadır.
*
Not: "Ritüelistik yaklaşım" ifadesi, Türkçe'de daha çok "törensel yaklaşım" veya "ayinsel yaklaşım" olarak karşılık bulur. Bu kavram, belirli bir amaca yönelik olarak, önceden tasarlanmış, sabit bir düzene ve sembolik anlamlara sahip eylemler bütününü inceleyen veya bu eylemlere başvuran metodu ifade eder. Törensel yaklaşımda, her bir eylem (söz, hareket, nesne kullanımı) geleneksel bir kalıp içerisinde ve belirli bir sırayla gerçekleştirilir; asıl hedef fiziksel bir sonuçtan ziyade, bu sembolik düzen aracılığıyla sosyal, kültürel veya manevi bir dönüşüm yaratmaktır. Örneğin, Albastı'dan korunmak için çeşmenin kitabesine yumurta çarpma eylemi, basit bir fiziksel temas olmaktan öte bereketi temsil eden bir nesneyle kötülüğü uzaklaştırmayı amaçlayan törensel bir davranıştır. Bu yaklaşım, toplumların inanç dünyalarını ve bu dünyanın gündelik hayata nasıl yansıdığını anlamak için bir çerçeve sunmaktadır.
*
Kaynakça
Gülcan, A. D. (1987). Karaman Tarihinden Hikayeler-Gelenekler (I. b.).
*
| PAZARTESİ-PERŞEMBE BULUŞMALARI |52| 13.11.2025 | Humma’i Nifasâ [Loğusalık Humması] Albastı- Alkarısı-VI-| Korunma Stratejileri ve Albastının Toplumsal Mekândaki İzleri